Lüfer
İBB Su Ürünleri Hali Müdürlüğü
Türkiyedeki suların ve İstanbulun deyim yerindeyse en özel balığıdır.
Boğaz sularının sultanı olarak adlandırılan lüfer, vaktinde avlamak için uğruna gümüs zoka döktürülmüs, edebiyatımıza girmis çok renkli bir balıktır. Önemli edebiyatçılarımızın lüferle ilgili ya önemli bir anısı ya da lüferi yazmıslıkları vardır.
Eski İstanbulun en renkli kahramanlarından lüferin çocukluğundan iri yarı olmusuna kadarki her halinin ayrı bir ismi vardır. Lüfer en küçüğünden en büyüğüne söyle sıralanır ve adlandırılır: Defneyaprağı, çinakop, kaba çinakop, sarıkanat, lüfer, kaba lüfer ve kofana.
Çok keskin dislere sahip olan lüfer yırtıcı ve yamyam bir balıktır. Ustura gibi disleriyle hemcinsleri dahil bütün balıkları, büyük bir istahla saldırarak yer. Yaz aylarında Egeden Marmaraya, Đstanbul Boğazı üzerinden Karadenize çıkan lüfer sürüleri yumurta bıraktıktan sonra soğuk sularda kendini toplayarak yağ tutar. Eylül ayının ortasından itibaren de yağlanmıs ve beslenmis olarak yeniden Đstanbul Boğazına girer.
ÜREME DÖNEMİ: En erken ikinci yaslarından itibaren eseysel olgunluğa ulasan bu balıklarda üreme; bölge sularının sıcaklık durumuna bağlı olarak ilkbahar ortalarından yaz ortalarına kadar sürer. 0,75-1,25 mm çapındaki yumurtaları küresel olup pelajiktir.
AV YASAĞI: Yapılan birçok bilimsel çalısmalarda lüferin ilk üreme boyunun 21 ile 24 cmarasında değismesine rağmen su ürünleri avcılığını düzenleyen tebliğde minimum av boyu 20 cm olarak belirtilmistir. 1 Mayıs-31 Ağustos tarihleri arasında çevirme ağları ile avcılığı yasaktır.
TÜKETİM ŞEKLİ: Özel bir lezzeti olan lüferin ızgarası Türk Mutfağının en duru, en leziz tatlarından biridir. Izgara dısında lüfer Türk Mutfağının en renkli yemek malzemelerinden biridir. Sebzeli lüfer çorbasından besamelli lüfere, kiremitte lüferden lüfer pilavına kadar ama malzemesi lüfer olan birçok yemek vardır. Lüferin bir boy ufağı sarıkanadın da ızgarası çok lezzetlidir. Çinakopun ise buğulaması mükemmel olur.