|
|
Hatay Yemekleri |
|
beyhude sonkan
Şef Aşçıbaşı
Kayıt: 21.12.2018
Mesajlar: 30 Şehir: Mardin |
Kısa URL: https://ml.md/lc139262
Gönderme Tarihi: 22.Arl.2018
945 defa indirildi / yazdırıldı
|
Hatay'da yörenin güzellikleri, şekilleri, tatları, renkleri mutfağa yansıtılmış olup, oldukça zengindir. Bunlardan Oruk, Öcce, Ekşili Börülce, Beyaz Kabak Boranisi, Cevizli Biber (Muhammara), Bakla Ezmesi, Humus,
Nazlı Et Yemeği ile Peynirli Künefe ve Taş Kadayıf tatlıları damak zevkinizin çeşitliliğini arttıracaktır.
|
Hatay Mutfağı |
|
ses
Aşçıbaşı
Kayıt: 10.01.2018
Mesajlar: 24 Şehir: Kırıkkale |
Kısa URL: https://ml.md/lc131082
Gönderme Tarihi: 11.Oca.2018
828 defa indirildi / yazdırıldı
|
Fatih Özdemir - Büşra Güngör
Birçok medeniyetin yaşadığı Hatay, bu çeşitlilikten etkilenen mutfak kültürü ile Türkiyenin ve dünyanın özel gastronomi bölgelerinden biri olarak, Dünya Gastronomi Şehri adaylığı UNESCO tarafından kabul edilmiştir. Hatay mutfağının yaklaşık 460 yemek türü ve kendine özgü 200ün üzerinde çeşidi bulunmaktadır.
Hatay mutfağının Türk mutfağı içinde özel bir yeri vardır. Farklı medeniyetleri aynı topraklarda yüzyıllardır barındıran Hatay, yemek çeşitliliğinde de bu medeniyetlerin bir sentezi gibidir. Arap, Ermeni, Süryani, Türk mutfaklarının birleşmesiyle harika lezzetlerin durağı olmuştur. Bölge halkının farklı inanışlara sahip olması yemekler üzerindeki dini etkiyi de gözler önüne serer. Birbiri içine geçmiş kültürler yepyeni, sentez bir mutfağın oluşmasına neden olmuştur.
|
Hatay Mutfak Kültürü |
|
AyGölgesi
Super MOD
Kayıt: 31.03.2006
Mesajlar: 2719 Şehir: Giresun |
Kısa URL: https://ml.md/lc104377
Gönderme Tarihi: 14.Oca.2015
2,306 defa indirildi / yazdırıldı
|
Hatay Valiliği
Hatay Mutfak Kültürü ve Yemekleri
Dr. Kadriye ŞAHİN
Hatay mutfağının zenginliği her şeyden önce içinde bulunduğu çevresel koşulların uygunluğundan kaynaklanmaktadır.
İklim, su, tarımsal arazi, büyük ve küçük hayvan besiciliği açısından her türlü gıda maddesinin üretilmesine uygun bir alanda yer alması, mutfağın şekillenmesinde tartışılmaz bir öneme sahiptir. Çünkü mutfağın bir bileşeni olan yemeklerin temel hammaddesi, yine kentin kendi üretimiyle düşük maliyetle karşılanmaktadır.
Hem üretimin kolayca yapılması, hem de maliyetinin uygun olması, mutfak kültürünün ciddi anlamda şekillenmesine neden olmaktadır. Bunun sonucu Hatay mutfağı et yemekleri, dolmalar, sebze yemekleri, reçelleri, turşuları, pilavları, aşları, mezeleri ve salataları, doğadan toplanan ot yemekleri, tatlıları, pasta ve börekleri, süt ürünleri, kuru yiyecekleri ile gerçekten de Anadolunun en zengin mutfakları arasına girmektedir. Belki de şu anki. Sabah, öğlen ve akşam olmak üzere temelde üç ana öğün yemek yenen Hatayda sofralar genelde her daim zengin menülerden oluşmaktadır.
Hatay yemeklerinin en önemli ayırt edici özelliklerinden birisi baharatlardır. Bahatarlar hem lezzet verici olarak hem de süsleme unsuru olarak hemen hemen her yemekte hatta kahvaltılık ürünlerde bile kullanılmaktadır.
Kimyon, karabiber, nane, sumak, pul biber, tarçın, karanfi l, çörekotu dışında, şumra (rezene), küzbara (kişniş), zahter (kekik), habak (reyhan) gibi yerel isimleriyle bilinen birçok baharat kullanılmaktadır.
Antakya merkezinde bulunan Uzun Çarşı Hatay mutfağına dair pek çok ipucunu bize vermektedir. Salçalar, baharatlar, çeşit çeşit peynirler, kasaplar, kasapların yanında fırınlar, tatlıcılar, künefeciler, zeytinciler, kurutulmuş sebze satanlar, kekik satanların hepsi bir aradadır.
Geleneksel yiyeceklerin satıldığı Uzun Çarşıda aynı zamanda geleneksel mutfak eşyalarının satıldığı dükkanlar da bulunmaktadır.
Anadolunun diğer bölgelerine göre Zahterin Hatayda tamamen farklı bir kullanımı vardır. İlkbahar döneminde dağlardan toplanan zahterden elde edilen yiyecekler, bu mutfağın doğal otlarla ilişkisinin en güzel örneğini sergilemektedir. Zahter, artan talep nedeniyle son yıllarda bahçelerde de yetiştirilmeye başlanmıştır.
İlk toplandığı zaman taze olarak satışa sunulan zahterden salata yapılmaktadır. Mevsimi dışında ise zeytinyağında salamura yapılarak tinyağlı yemeklerin vazgeçilmez lezzet vericilerinden birisi de nar ekşisidir.
Nar ekşisi ve zeytinyağı dışında son derece önemli bir sebze olan, kamalak biber olarak da adlandırılan, kurutulmuşuna baş biber denilen kırmızı biber oldukça önemlidir. Özellikle acı olan kırmızı biber taze olarak birçok yemekte ve yemeğin yanında tüketilirken, kurusunun da tüketimi oldukça yaygındır. Baharatların yanında acı, bu mutfağın ayırt edici diğer bir özelliğidir.
Et ve sebze ile yapılan geleneksel yemekler de mutfağın önemli öğelerindendir. Et yemeklerinin birçoğu evde yapılmaktadır. Ancak bazı geleneksel et yemeklerinin yapımı ev, kasap ve fırın arasında üçlü bir ilişki içerinde gerçekleştirilmektedir. Örneğin tepsi (sini) kebabı evlerde yapılmasının yanında daha çok mahalle kasabına kişi sayısına göre sipariş verilerek yaptırılmaktadır.
Kasapların yanında veya çok yakınında mutlaka fırın da bulunmaktadır. Tepsi kebabı dışında kağıt kebabı, biberli ve katıklı ekmek, oruk, külçe, kahke, ıspanaklı börek gibi geleneksel yiyeceklerde kullanılan iç malzeme evlerde hazırlanıp, fırına gönderilmek suretiyle pişirilip eve getirilmektedir.
Hatay mutfağının en vazgeçilmez yiyeceklerinden birisi de dönerdir. Özellikle tavuk dönerin sunumu oldukça farklıdır. Et döner de tavuk döner gibi özel soslu ekmek içine sarılarak yapılmaktadır.
Tavuk ve et döner satan pek çok dönerci bulunmaktadır. Evlere de sıkça sipariş verilmekte çokça tüketilmektedir.
Kasap ve fırınlar dışında önemli geleneksel ürünlerden olan künefelik kadayıf, künefelik peynir, taş kadayıf, kerebiçle beraber tüketilen köpük, şam tatlısı evlerde pek sık yapılmayan, genellikle Uzun Çarşıda bu yiyecekleri üreten esnafl ardan alınan yiyeceklerdir.
Çöven kökünden elde edilen köpük ve ev yapımı kerebiç, hamur işleri de Hatay mutfağının ayırt edici özelliklerindendir.
Hamur İşlerinin en başında gelen ve geleneksel kültür açısından hem çeşitleri hem de tüketim yoğunluğu açısından da önemli olan ekmeklerdir.
Hatay mutfağında tandırın vazgeçilmez bir yeri vardır.
Tandır ekmeği, tandırın yanı sıra fırınlarda da yapılmaktadır.
Hem kepekli hem de kepeksiz yapılan tandır ekmeği uzun süre bayatlamadan saklanabilmektedir. Evlerde özellikle buzlukta uzun süre bayatlamadan saklanabilen tandır ekmeği, dolaptan çıkarıldıktan sonra herhangi bir ısıya ihtiyaç duymadan kendiliğinden oda ısısında çözülerek yumuşacık bir hale dönüşmektedir Tandır dışında halebi ekmeği, tırnak pide, döner ve kebap ekmekleri de oldukça önemlidir.
Hamur işlerinin yanı sıra sütten elde edilen bazı ürünler Anadolu ile ortak bir geleneği paylaşırken, bazılarında tamamen ayrışmaktadır.
Dil peynir, örgü peyniri, çökelek gibi süt ürünleri aroması ve üretim tekniğinin farklı olmasının yanında başka yerlerde de üretilmektedir.
Ancak cara çökeleği, sürk ve bunlardan yapılan salatalar yalnızca Hataya özgü yiyeceklerdendir.
Taze sürk üzerinde yapılan bazı işlemlerden sonra elde edilen küfl ü sürkün kokusu oldukça keskindir. Bol baharatlı ve keskin kokusundan dolayı bolca zeytinyağı eklenerek tüketilmektedir.
Hem keçi, hem de inek sütünden elde edilen tuzlu yoğurt bu mutfağın olmazsa olmazlarındandır. Geleneksel yiyecekler içinde kullanım alanı son derece geniştir.
Örneğin son derece lezzetli bir çorba olan yoğurt aşı çorbasını tuzlu yoğurt olmadan yapılması mümkün değildir.
Süt ürünleri dışında tatlı ve reçeller, Hatay mutfağının vazgeçilmez geleneksel yiyeceklerindendir. Tatlıları arasında yer alan künefenin yemek kültürü içindeki yeri azımsanmayacak önemdedir. Antakyada künefelik yiyeceklerin üretiminden tüketimine kadar geçen süreçte pek çok geleneği bir arada görmek mümkündür.
Künefenin önemini Antakya merkezinde bulunan künefecilerin çokluğundan da anlamak mümkündür.
Evlerde de aynı şekilde künefe yapımı gerçekleştirilmektedir.
Künefe dışında kireç kaymağında yapılan kabak tatlısı da son derece lezzetlidir. Dışı sert içi yumuşak bir kıvama sahip olan kabak tatlısının geleneksel sunumu, dilimlerin kare şeklinde doğranmasından sonra, üzerine tahin gezdirilip dövülmüş ceviz serpilerek yapılır.
Hatay da ayva, patlıcan, turunç ve cevizden yapılan reçeller hem reçel niyetine hem de tatlı niyetine misafi re ikram edilen reçellerdendir.
Bunlar reçel kategorisinde yer almakla beraber, tüketim şekli aslında daha çok tatlı işlevini görmektedir.
|
Hatay Mutfağı |
|
AyGölgesi
Super MOD
Kayıt: 31.03.2006
Mesajlar: 2719 Şehir: Giresun |
Kısa URL: https://ml.md/lc104364
Gönderme Tarihi: 14.Oca.2015
1,887 defa indirildi / yazdırıldı
|
Hatay Valiliği
Hatay Mutfak Kültürü ve Yemekleri
Dr. Kadriye ŞAHİN
"Fiziksel ihtiyaçlara hizmet eden mallar -yiyecek ve içecek-, bale ve şiirden daha az anlam taşıyan şeyler değildir. Hayatı sürdüren ve sağlığı koruyan mallar ile zihin ve kalbe hizmet eden öbürleri arasındaki yaygın ve yanıltıcı ayrıma gelin son verelim". (M. Douglas ve B. Isherwood,2000: 87).
Akdeniz Bölgesinin en doğu ucunda Suriye sınırındaki Hatay, tarihi çok eskilere dayanan, ticaret yollarının geçiş noktasında yer alan önemli bir kenttir. Akadlar, Hurriler, Mısırlar, Persler, Roma ve Bizans, Haçlılar, Memluklular ve Osmanlılar bölgeye yerleşen bazı medeniyetlerdendir.
Yemek için mi yaşamak, yaşamak için mi yemek sorusu sürekli tartışılmasına rağmen bu sorunun cevabını ancak, yemek kültürünün içinde şekillendiği bölgenin çevresel, ekonomik ve sosyal koşulları belirlemektedir.
Mutfak dediğimiz şey insanlığın ilk ortaya çıkmasından günümüze kadar değişen, gelişen ve karmaşıklaşan bir olgudur. Ayrıca yeme eylemi hem biyolojik, hem kültürel hem de psikolojik bir sürecin ürünüdür. Bu üç boyutlu ihtiyacın sonucunda mutfak geleneği hem sürekli değişen, hem de sürekli karmaşık bir hal alan ama aynı zamanda da kültürleri birbirinden kısmen ayırmaya yardım eden önemli bir kültürel ağdır. Bu bağlamda yemek kültürü bir toplumda yiyeceğin üretiminden tüketimine kadar izlediği süreç ve bu sürece bağlı olarak ortaya çıkan maddi, manevi kültürel öğelerin oluşturduğu önemli bir kültürel sistemdir.
Antakya yemek kültürünü çevresel koşullar, sosyokültürel yapı, ekonomi ve dinsel inanışlar şekillendirmektedir.
İnanç turizminin merkezlerinden birisi olan Hatayın merkez ilçesi Antakya aynı zamanda gastronomi
turizmine de hizmet edebilecek kalite ve zenginliktedir.
Hatay mutfağını bu kadar özel kılan nedenler pek çoktur. Ancak en önemlisi kültürel zenginliğini mutfağına ve yemek çeşitlerine bu denli güçlü aktarabilen, daha önemlisi her türlü modern baskıya rağmen bunu geliştirerek sürdürmeyi başaran kentlere neredeyse rastlanmazken, Hatay mutfağı bunu başaran güzel bir örnektir.
Bulunduğu coğrafi konum itibariyle Ortadoğu mutfağı ile benzerlikler göstermesinin yanında Anadolu ile de pek çok ortak yemek çeşitliliğine ve geleneğine sahiptir. Ancak bu benzerlik yine de Hatay mutfağının kendine özgü ve ayırıcı halini ortadan kaldırmamaktadır.
|
Hatay Mutfağı |
|
AyGölgesi
Super MOD
Kayıt: 31.03.2006
Mesajlar: 2719 Şehir: Giresun |
Kısa URL: https://ml.md/lc104363
Gönderme Tarihi: 14.Oca.2015
1,944 defa indirildi / yazdırıldı
|
Hatay Valiliği
Hatay Mutfak Kültürü ve Yemekleri
M. Celalettin Lekesiz
Hatayın turizm potansiyeli son derece zengindir. Çünkü yörenin turizm potansiyelini besleyen kültürü ve kültürel değerleri alabildiğine yoğun ve geniştir. Hatayda tarihin ilk izleri Samandağ ilçesinde görülür. Tarihte sözü edilen yirmi üç medeniyetin on üçünün izlerini bu bölgede görmek mümkündür. Bu da Hatayın medeniyetler yönünden çok köklü, çok zengin bir potansiyele sahip olduğunu göstermektedir.
Hatay, tarihî dokusu, zengin kültürü ve doğal güzellikleri ile olduğu kadar mutfağı ile de son derece önemli bir ildir. Köklü geçmişi ve bu geçmiş içinde yer alan kültürlerin kaynaşmasından doğan lezzet şöleni, Hatayın mutfak zenginliğini oluşturmaktadır.
Kendine has bir çok özelliği ile, hiçbir mutfakta bulunmayan bir çok lezzeti üretmiş olan Hatay mutfağında yaklaşık 600 çeşit yemek bulunmaktadır.
Olağanüstü zenginlikteki mutfağıyla yakın zamanda Unesconun yaratıcı şehirler ağı kapsamında "Gastronomi Şehri" ünvanını alacak olan Hatay her geçen gün turizm açısından bir cazibe merkezi haline gelmekte ve turizm organizatörlerinin dikkatini çekmektedir.
Zengin kültürel ve doğal değerlere sahip ilimizin çekim noktası haline gelmesi Bakanlığımız tarafından da dikkate alınmış ve 15 ilde kültür turizmini canlandırarak "Marka Kültür Kentleri" oluşturma hedefine dahil edilmiştir. Hakikaten Hatay, tarihin derinliğinden getirdiği bütün bu zenginliğe sahip olmanın yanında, "Gastronomi Turizmi" ile de öne çıkmış bir ilimizdir.
|
Mutfak Kapısından Antakya |
|
Cankat
Şef Aşçıbaşı
Kayıt: 04.04.2009
Mesajlar: 725 Şehir: İzmir |
Kısa URL: https://ml.md/lc62990
Gönderme Tarihi: 06.May.2011
2,836 defa indirildi / yazdırıldı
|
THY Skylife
ÇOK KÜLTÜRLÜ SOKAKLARINI KÖKLÜ BİR TARİHLE BULUŞTURAN ANTAKYA; ANADOLU, AKDENİZ VE ORTA DOĞU LEZZETLERİNİN BENZERSİZ BİR SENTEZİNİ SUNAN YEMEKLERİYLE BEREKTLİ BİR SOFRAYI ANDIRIYOR.
HER DERDE DEVA: NAR EKŞİSİ
Meşhur Uzun Çarşıda bolca bulabileceğiniz nar ekşisi, salatadan dolmaya kadar pek çok lezzete tat veriyor. Çeşitli ebatlarda şişelerde satılan bu sihirli sos, her nardan yapılmıyor.
Antakyaya özgü koyu kırmızı ve mayhoş bir nar türünün kazanlarda uzun süre kaynatılmasıyla elde edilen bu kıvamlı sıvı, tercihe göre suyla da inceltilebiliyor. Beş yıl boyunca bozulmadan durabilen nar ekşisi, diyabet hastalarına da şifa oluyor.
Sırtını Amanos Dağlarının görkemli zirvelerine yaslayan bu alımlı kenti mutfak kapısından keşfetmeye karar veriyoruz. Tarih boyu kente hayat vermiş Asi Nehrinin iki yakasını birleştiren köprü bizi doğruca Uzun Çarşıya çıkarıyor. Peş peşe sıralanan künefecilere uğrayarak Antakya gezisine tatlı bir başlangıç yapmak iyi fikir.
Tel kadayıf, tuzsuz peynir, tereyağı ve sıcak şerbetle hazırlanan künefenin lezzeti, malzeme kalitesinin yanı sıra, ustasının maharetine bağlı. Peki, iyi bir künefeyi nasıl anlayacağız? Sorunun yanıtını, Antakyanın en deneyimli künefe ustaları veriyor: Künefe hamurunun incecik ve çıtır çıtır, peynirinin ise insan boyu uzayabilmesi gerekir. Dondurulmuşu dünyanın dört bir yanından yoğun talep gören künefenin tadına bakmadan önce yapımını da izleyebilirsiniz. Tatlı bir moladan sonra istikametimiz Mozaik Müzesi. Dünyanın en önemli mozaik koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapan müzede, 2 ila 6. yüzyıl arasında yapılmış 300 kadar mozaik sergileniyor.
ORUK, ZAHTER, HUMUS
Müze çıkışı asırlık bir Antakya evinde hizmet veren seçkin bir restoranda yörenin meşhur lezzetlerini deniyoruz. Nohut ve tahinle yapılan bir tür ezme olan humus ile biber salçası, kızarmış ekmek, ceviz ve nar ekşisiyle yapılan muhammara soğuk mezeler olarak masamıza getiriyor. Oruk ise Antakya usulü bir içli köfte. Bol kıymalı ve baharatlı bu köfte, haşlama ve kızartma olarak değil, zeytinyağıyla fırınlanarak hazırlanıyor.
Buğday, nohut ve etin macun kıvamına gelinceye kadar dövülmesiyle hazırlanan etli aşur ise ana yemeklerimizden biri. Semirsek ise baklavalık yufkanın içine dövülmüş et, soğan, maydonoz ve çeşitli baharatlar konularak hazırlanan bir börek. Konuklarının önüne haklı bir gururla çıkan Antakya mutfağının lezzetleri bunlarla sınırlı değil üstelik. Zahter adlı yöreye özgü kekikle tatlandırılan zeytin salatası, zeytinyağlı patlıcan salatası, zeytinyağlı kırmızı biber ve katıklı ekmek... Yemekler gerçekten nefis. Mekândan ayrılırken Sunay Akının Dünyanın en güzel mezeleri Antakyada yenir sözlerine hak veriyoruz.
HALİL İBRAHİM SOFRASI
Asi Nehrinin karşı kıyısındaki eski mahallelerde gezinmek, kentin tadını çıkarmanın en iyi yollarından biri. Daracık sokakların birbirine bağladığı taş avlularda Antakya evlerinin en güzel örnekleri saklı. Antakya Evi, Fuad Kuseyri, Yahyaoğulları, Halepoğlulları Konakları ve diğerleri... En eskisi 200 yıllık, iki - üç katlı eski Antakya evlerinin ön cepheleri güneşe, havuzlu ve bahçeli taş avluları ise dağlara bakacak şekilde inşa edilmiş. Arnavut kaldırımlı dar sokak aralarında çocuklar misket oynarken ezan sesi ile kilise çanları birbirine karışıyor.
Roma döneminden bu yana sayfiye alanı olarak kullanılan Harbiyeye asıl ününü kazandıran, ormanlarla kaplı derin bir vadiye gizlenen şelaleler. Antakya mutfağının bin bir rengini ve lezzetini sofralara taşıyan Harbiye restoranları ise damak çatlatan cinsten. Şelalelerine giden yol üzerindeki dükkânlarda ise defne sabunu, civar köylerde üretilen ipek eşarp ve çeyizlikler satılıyor. Tertemiz havası ve lezzetli yemekleriyle insanın bedenini yenileyen Harbiyede keyifli bir gün geçiriyor ve iyi ki buralara gelmişiz diyoruz.
|
Hatay İli Özel Gün ve Tören Yemekleri |
|
Saadet
Türkçe Admin
Kayıt: 12.07.2005
Mesajlar: 9327 Şehir: Ankara |
Kısa URL: https://ml.md/lc34053
Gönderme Tarihi: 25.Şub.2009
14,685 defa indirildi / yazdırıldı
|
Doğum Yemekleri
Çocuğun göbeğini kimi yerlerde gelinin kaynanası ya da eltisi keser. Loğusa sancılanırsa, sıcak zeytinyağı içirilir. Üç gün su verilmez, acı ve ekşi yedirilmez. Geline tatlı şeyler yedirilir. Çocuk doğar doğmaz yıkanır, terlememesi, ter kokmaması için tuzlanır. Doğundan sonraki üç gün içinde çocuğa süt verilmediği, anason, portakal suyu ya da şekerli su içirildiği belirtilmektedir. Ancak bugün bu uygulamalara köylerde bile rastlanılmamaktadır. Çocuk cılızsa yaşasın diye, yatırlara gidilip,adak adanır. Yaşaması dileğiyle Azrail'in kız sanıp yanılması için erkek çocukların saçları kesilir, tepede bir tutam saç bırakıhr. Uzadıkça çevresi kesilir ve bu uygulama 7 yaşına değin sürerek. İskenderun yöresinde bu uygulama 2. erkek çocuğun olması için yapılır ve çocuğun tüm saçları uzatılır. Adağın yapıldığı yatıra gidilerek saç törenle kesilir. Kesilen kurbanlar halka, etli pirinç çorbası, bulgur pilavı üstü haşlanmış et olarak dağıtılır. Uğursuzluklardan korumak için muska yazdırılır, nazarlık ve hamaylı takılır. Şeyh ya da hocanın yazdığı kağıt üçgen, dörtgen, silindir şeklinde katlanarak balmumlu muşambayla sanlın Deme bitkisinin küçük bir dalı ile birlikte, başa, boyuna, kola ya da göğse takılır.
DİŞ HEDİĞİ
İskenderun yöresinde, diş hediği geleneği yaygındır. Bir kalbur Kuran, ayna, makas, kitap ve altın konur. Çocukta bunların üzerine oturtulur. Cuma selası verilirken kaynatılan hedik, çocuğun başından dökülür. Dişleri sağlam olsun diye, sağlam dişli birinin ağzına aldığı hedik ipliğe dizilir ve çocuğun omzuna iğnelenir. Daha sonra konu-komşuya hedik üzerine toz şeker serpilerek dağıtılır. Hediğin verildiği kimseler, çocuğa hediye götürürler.
SÜNNET YEMEKLERİ
Erkek çocuklara sünnet düğününün yapılması geleneği çok yaygındır. Sünnet öncesinde kına gecesi düzenlenir. Çocuğa kma yakılır. Düğünden önce, çocuğa kirve tutulur ve kirveye, çikolata, tatlı, elbiselik kumaş, gömlek gibi hediyeler götürülür. Düğünden önce, genellikle yayla çorbası, kuru fasulye ya da taze fasulye (mevsime göre), sarma ve dolma, tavuk ya da dana eti haşlaması ve kızartması ile salatalardan oluşan yemek verilir. Düğün sırasında, meşrubat, çerez ve tatlı yenilmesi yaygındır. Kirve düğünden sonra çocuğa çikolata ve hediye getirmektedir. Kirvenin ailesi ile, çocuğun ailesi, artık yalan akraba sayılırlar, kız alıp verme gerçekleşmez ve bayramlarda, özel günlerde birbirlerine hediyelerle giderler.
GELİN HAMAMI
Düğünden birkaç gün önce her iki taraf, birbirlerine "bedle" denilen hediyeler hazırlar. Bu arada erkek evi kızı hamama götürür. Gelin hamamına yemekli gidildiği gibi sadece börek ve kahke gibi çöreklerle de gidilmektedir.
KINA GECESİ
Kına da çerezler yenir, şerbetler içilir ve gelinin eline kına yakılar.
DÜĞÜN YEMEKLERİ
Düğünler genellikle yemekli olur. Bir hafta öncesinden ekmekler açılır. Bu arada gelin evinde bayrağın asıldığı ağaç dalma ya da kamışa soğan bağlanır. Gençler ateş ederek bu soğanı düşürmeye çalışır. Düğünde pilav çeşitleri ve etli yemekler ağır basarve konuklara "tini" denilen incir rakısı sunulur.
Gelin evinden çıkarılırken, kaynana gelinin başına bereketli olması için çerez ya da buğday serper. Kaza ve belanın giderilmesi için geline şişe kırdırılır. Çok çocuğunun olması için geline nar kırdırılır ve yumurta yedirilir. Gelin erkek evine geldiğinde ayağına kurban kesilir ve gelinin evine bağlı olması, yerleşip kalması için kapıya hamur yapıştırılır. Düğünden birgün sonra "supha" günüdür. O gün herkes geline vereceği hediyeleri getirir. Gelin konuklara şerbet ikram eder.
ÖLÛM(CENAZE) YEMEKLERİ
Cenaze evine başsağlığına gelen ziyaretçiler, aileye olan yakınlıklarına göre, beraberlerinde yağ, şeker, pirinç, bulgur, oğlak v.s. getirirler. Daha çok haşlanmış et, pilav üstü olarak verilir. Ayrıca etli sebze yemeklerinden biri yapılır. Ölü helvası, gelen ziyaretçilere ve konu-komşuya dağıtılır. Özellikle cenazelerde hazırlanan yemek çeşitleri yoktur. Hazırlananlar tamamen acılı aileye ve yakınlarına bağlıdır.
BAYRAM YEMEKLERİ
Ramazan bayramına özgü olarak hazırlanan en özel şey, kadayıf ve künefe tatlıları ile, mutlaka herkesin yaptığı bayram kahkesidir. Ayrıca, bayram kutlamaya gelen herkese, çikolata, şeker, limonata ikram etmektedir.
Kurban Bayramında, kurban kesenler, kurban etlerini en az 7 aileye olmak üzere dağıtırlar. Kurbanlık hayvanlar daha çok, koç, dana ve tekelerden seçilirler. Çünkü halk arasında dişi hayvanın etinin yenilmemesi gerektiği inanışı yaygındır. Kurbanlık hayvanın kuyruk yağı ve iç yağı çıkarıldıktan sonra, kuyruk yağı eritilerek, daha soma yapılacak yemeklere katılmak üzere buzdolabında saklanır. Kurban etleri daha çok mangalda, şiş kebap, patlıcan kebabı, kıymalı şiş kebap olarak tüketilir. Ayrıca içli köfte, semirsek yapılması, etlerin kavrulması yoluyla tüketimde yaygındır. Bunların yanında " zerzavat" adı verilen soğan salatası ve çoban salatası tüketilir.
SAHUR VE İFTAR YEMEKLERİ
Ramazan ayına girmeden önce sac ekmeği açılarak 1-2 ay yetecek kadar ekmek yapılır. Oruç, hurma ve zeytinle açılır. İftarda etli yemekler ağır basar. Sahurda ise börek ve oruk çeşitleri tüketilir.
ADAK YEMEKLERİ
Adaklar mutlaka ziyaretlerde, türbelerde kesilir. Adağın etinden çeşitli yemekler hazırlanır. Bunların başında, adak eti ve pirinçten yapılan çorba, bulgur pilavı üstü haşlanmış adak eti, "hrisi" adı verilen yemek ve keşkek gelir.
MEVLİT
Mevlitte, gelenlere yemek verilmez.Şerbet;helva ve şeker ikram edilir.
AŞURE GÜNÜ
Halk arasında Muharrem Ayı "Aşure Ayı" olarak isimlendirilmiştir. Aşure Ayında komşular sırayla aşurelerini yaparlar. Aşureye 12 çeşit malzeme konulması şarttır. Yapılan aşureninde en az 12 eve dağıtılması geleneği yaygındır.
HIDIRELLEZ
Hıdırellezde yeşil sebze yemekleri, kuzu eti, boyanmış yumurta yenir. Ayrıca "kete" ismindeki tuzlu çörek yapılarak dağıtılır.
|
Hatay Mutfak Kültürü Beslenme Özellikleri |
|
Saadet
Türkçe Admin
Kayıt: 12.07.2005
Mesajlar: 9327 Şehir: Ankara |
Kısa URL: https://ml.md/lc34052
Gönderme Tarihi: 25.Şub.2009
14,725 defa indirildi / yazdırıldı
|
Hatay Mutfağı, oldukça zengin bir mutfaktır. Hatay'a gelen ziyaretçilerin öncelikle dikkatini çeken özelliklerin başında Hatay Mutfağının zenginliği ve yemeklerin lezzeti gelir.
Yerleşim yerinin tarım ve hayvancılığa dayanması, kış mevsiminin hafif geçmesi, yiyecek malzemelerinin bol olmasını sağlamaktadır. Mevsimlik sebzelerin rahatça bulunabilmesi, konserve türü olan yiyeceklere olan ihtiyacı azaltmaktadır.
Dağlarda, kırlarda, kendi kendine yetişen kömeç, kekik ve köklerden geniş ölçüde yararlanılır. Sebze yemekleri etli, soğanlı, domatesli pişirilir. Yemekler, biberli, baharatlı ve bol salçalı pişirilir. Salçasız, acısız, baharatsız yemeklere pek ilgi gösterilmez.
Patlıcan-domates-zeytinyağı-sanınsak dörtlüsü çok sık kullanılır. İç yağı ve kuyruk yağı yaygın olarak kullanılır. Zeytin üretimi fazla olduğundan zeytinyağı kültürü geniştir Soğan, kıyma, et, salça ve sebzeler, su konmadan önce yağda kavrulur. Her an elde edilen, soğan, nane, maydanoz ve biber mutfağın sembolüdür. Bulgur, baharat, et mutfağın temel öğeleridir. Ayrıca, pirinç, buğday ve buğday ürünleri sıkça kullanılır. Kebap ve köfte çeşitleri çok fazladır. Et daha çok, bulgur ve pirinçle ya da sebzelerle birlikte kullanılır.
Yoğurt, tek başına ya da sarımsaklı olarak, yemek üstü malzemesi şeklinde kullanıldığı gibi ayran ve cacık olarak da sofralarımızda yer alır ve yoğurttan çeşitli çorbalar hazırlanır. Lezzet amaçlı sos servisi bulunmamaktadır. Daha çok yağda kavrulmuş domates sosu, yağ ve salçayla kavrulmuş soğan kullanılır. Bu soslar, nane ile renklendirilir. Az pişirme metoduna Hatay Mutfağında pek rastlanmaz.
Hatay Mutfağında köylerde toplu yemek yeme geleneği sürdürülmektedir. Yemekler yer sofrası şeklinde hazırlanır. Bir sini içerisine yerleştirilen, yemekler, sininin etrafındaki minderlere bağdaş kurularak yenir. Toplantılarda, düğünlerde, ziyafetlerde en iyi ve sevilen yemekleri hazırlamak adettir. Sofralarda yemek kalıntısı bırakılmamasına özen gösterilir. Hataylılar tatlı yemeyi çok severler. Bu nedenle hamurdan, meyve ve sebzelerden hazırlanın çeşitle tatlıları vardır. Meyve ve köklerden serbest yapmak gelenek haline gelmiştir. Hatay ilinde meyan kökünden yapılan meyan şerbeti bolca tüketilmektedir.
Hatay ili genelinde, tandırda yapılan ekmek, yufka ekmeği, biberli ekmek, lavaş ve pide tüketilmektedir. Harbiye'nin tavuğu oldukça tanınmıştır. Tavuktan çok çeşitli yemekler yapılır. Kızartma, haşlama, ızgara, şiş, pilav üstü, dolma, tavuğun en çok kullanıldığı yemeklerdir.
Kahvaltılarda tuzlu ve tuzsuz peynir çeşitleri, salçalı sos ve limonla tüketilen yeşil zeytin, söğüş domates-salatalık, çökelek, reçel ve marmelat çeşitleri tüketilir. Çayın yanında kahvaltılarda tuzlu yoğurt yenilmesi, Hatay beslenme kültürünün özgünlüğüdür. Çökeleğe genellikle biber katılır. Yeşil zeytinin ezmesi, kırılarak tuzlu suda tatlandırılmış olanı kahvaltı masalarını süsler.
|
|
Hatay Mutfak Kültürü Beslenme Özellikleri Tarifleri Diğer Konular
|
|