|
|
Domuzeti Satanlar |
|
gulsimsir
Şef Aşçıbaşı
Kayıt: 13.01.2006
Mesajlar: 180
|
Kısa URL: https://ml.md/lc966
Gönderme Tarihi: 23.Oca.2006
3,678 defa indirildi / yazdırıldı
|
Hadi Şimdi de bilmediğiniz yerden et alın ve bilmediğiniz yerden yemek yiyin bakalım...
Gaziosmanpaşa Hacımaşlı köyü domuz çiftliğinin suları ve katı atıkları 300 metre mesafedeki Sazlıdere Barajı'na akıyor. Baraj on milyon kişinin su ihtiyacını karşılıyor. Çiftlikte 5 bin domuz var.
Türkiye'deki domuz çiftliklerinde yıllık 3 milyon kg. civarında et üretiliyor. Bu rakam neredeyse kırmızı et üretiminin yarısı. Üretilen domuzlar otellere, yemek fabrikalarına ve marketlere "kıyma" Şeklinde satılıyor. Salam, sosis de piyasaya sürme yöntemlerinin en sık kullanılanı.
Neden domuz?
Peki ama dinen yasak olmasına, Türk yemek kültürüne aykırı bulunmasına rağmen neden domuz cazip bir konu? Çünkü domuz yetiştiriciliği kârlı bir iş. Domuz üretken bir hayvan. Cinslerine ve yaşına gore yılda bir, iki, bazen de üç kez ve her batında 15-20'ye kadar varan yavru dünyaya getirebiliyor. Bir domuz yılda iki kez doğum yapsa, her batından 10 yavru yaşasa, 20 sene yaşayan bir domuzun 400 yavrusu oluyor. Ve dahası yeni doğmuş bir domuz 4-5 ayda 100 kiloya kadar çıkabiliyor.
Normal Şartlarda evcil bir domuzun yüzde 30'u yağ olarak ayrılabilmekte iken bu rakam bazen yüzde 50'yi bulabiliyor.Yani 150 kg'lık bir domuzdan 75 kiloluk yağ elde edilebiliyor. Bu da dana yada koyuna göre tercih edilmesinde önemli bir etken. Beslenmesi kolay, cam dışında her şeyi -leş dahil- yiyebiliyor. Her domuz da ortalama 80-100 kiloya ulaştığı zaman kesiliyor. Kaba bir hesapla sadece bu çiftlikten yılda yaklaşık 1 milyon kg. et çıkıyor. Bu etlerin hangi kanalla, nerelere satıldığı meçhul. Diğer çiftlikler de göz önüne alındığında Türkiye'de yaklaşık 3 milyon kg domuz etinin piyasaya değişik yollarla sürüldüğü ortaya çıkıyor.
Türkiye'deki toplam kırmızı et tüketiminin de 6 milyon kg. olduğu göz önüne alınırsa tablonun vahameti daha da netleşiyor. Kilosu 1ile 3.5 milyon lira arasında satılan bu domuz etlerinin ağırlıklı olarak kıyma, sucuk, salam ve sosis olarak satıldığı dile getiriliyor. Çiftlik çalışanlarından Ismail Türk'ün verdiği bilgiye göre kesilen etler toplu olarak büyük otellere, yemek fabrikalarına kıyma ve sosis gibi ürünler olarak satılıyor.
|
Domuz katkılı gıdalar giderek mutfakları işgal ediyor |
|
Saadet
Türkçe Admin
Kayıt: 12.07.2005
Mesajlar: 9327 Şehir: Ankara |
Kısa URL: https://ml.md/lc77630
Gönderme Tarihi: 06.Tem.2012
2,912 defa indirildi / yazdırıldı
|
https://mansettv.com
Domuzun kasaplık et statüsüne almasının ardından, domuz gerçeğinin ulaştığı boyutlar bu kadar da olmaz dedirtiyor. Vatandaşların en fazla tükettiği yiyeceklerden biri olan yoğurt üretiminde de domuz katkı maddesinin kullanıldığının ortaya çıkması, tehlikeyi gözler önüne serdi. Bu durum karşısında herhangi bir önlem alınmayışı tedirginliği daha da artırırken, vatandaş çaresizlik içinde ne yapacağını düşünüyor.
Domuz derisi ve kemiklerinden yapılıyor.
Yoğurt üretiminde domuz menşeli ithal jelâtin katkı maddesi olarak kullanılıyor. Yoğurtların kıvamını arttırmak ve su tutması için jelâtin katılıyor. Jelâtin, domuzun deri veya kemiklerinin kaynatılmasıyla elde ediliyor. Normalde 2 litre sütten, 1 kilo yoğurt elde edilirken, jelâtin katıldığında, 1 litre sütten 1 kilo yoğurt elde edilebiliyor. Üretici firmalar az maliyetle daha fazla yoğurt elde etmek için bu yola başvuruyor. Yoğurdun girmediği ev yok denecek kadar az. Anadolu mutfağında yoğurtla yapılan yiyecekler gözönünde tutulduğu zaman, olayın vehameti daha iyi anlaşılıyor.
Türkiye'de 'gıda terörü' hız kesmeden devam ediyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın domuzu kasaplık et statüsüne almasının ardından, domuz eti ve domuz katkılı ürünler adeta vatandaşın kabusu oldu. Yetersiz denetimin sonucu domuz eti, vatandaşın mutfağına kadar girmeyi başardı. Tanınmış firmaların da domuz eti kullanıyor olması, tedirginliği daha da arttırdı. Dünya helal Gıda Birliği Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gelir'in Domuz jelâtiniyle ilgili yaptığı açıklama ise tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Domuzdan yapılan katkı helal değildir
Gelir, domuz kaynaklı katkıların helal olmadığını söyledi. Gıda üretiminde hile yapılmaması gerektiğini söyleyen Gelir, "Gıdalarda zararlı bir maddenin bulunmaması gerekiyor. İnancımıza aykırı katkı maddelerinin gıdadan dışlanması gerekiyor. Bugün yoğurtta jelâtin katkısı bulunuyor. Jelâtinin kendisi bir problem değildir. Jelâtin bir protein kaynağıdır. Hayvanların uzun kemiklerinden ve derilerinden elde edilen bir proteindir. Bizim buradaki sıkıntımız, dünyada bu jelâtini helal yoldan üretebilecek yerlerin az olmasıdır. Yani sığır jelâtinin bulunmayışıdır. Batı kaynaklı olduğundan, genelde firmalar ithalatlarını yaparken, İsviçre, Belçika, Almanya, Hollanda'dan satın aldıklarından, buradan gelen ürünler domuz jelâtinidir." dedi.
Türkiye'nin jelâtin tüketimi 20 bin ton
Türkiye'nin jelâtin tüketiminin 20 bin ton olduğunu ifade eden Gelir, "20 bin tonun tamamının helal kaynaklardan gelmesini sağlayıcı projelerimiz var. Şu anda 12 firma jelâtin üretimi için çalışma yapmaktadır. Biz bunları tavsiye ediyoruz. Firma ile alakalı bir yaptırıma gitmek, alt yapı uygun değilse, yani denetimlerimiz yerinde değilse kargaşa oluşturabilir." ifadelerini kullandı.
Marka kolay oluşmuyor diyen Gelir, "Siz 20-30 yıl çalışarak, bir markayı bir yere getireceksiniz. 5 bin insan buradan nemalanacak. Ama sonra herhangi bir laboratuardaki teknik personelin hatasından dolayı o firma teşhir edilip zarara uğrayacak.
Biz bunu kabul etmiyoruz. O firmanın iyileştirme yollarına gidilmeli. Buna rağmen vatandaşın sağlığı ile oynayan bir kurum veya kuruluş olursa elbette ki, o zaman teşhir edilmeli. Sadece gündemi meşgul etmek için, çok iyi inceleme yapılmadan, emin olmadığımız bir noktada yapılacak uygulama o firmaya zarar verebilir." şeklinde konuştu.
"Tüketici bunları takip etmeli"
57 İslam ülkesinin tüm standartlarını bağlayıcı şekilde çalışma yapan bir SİNİK kuruluşunun olduğunu hatırlatan Gelir, "İslam ülkeleri standardizasyon ve metroloji enstitüsü daha gelişmelidir. TSİ bu gün helal sertifikası verebiliyor. Biz de ürünlerin ambalajında helalliği gösteren, aynı zamanda sağlık ve hijyen yönünden zararsızlığını ifade eden amblemlerimizi koyuyoruz. Tüketici bunları takip etmeli." ifadelerini kullandı.
Jelâtin, domuzun deri ve kemiklerinin elde ediliyor
Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Dinç ise, Türkiye'de 'gıda terörünün' devam ettiğini, yoğurt üretiminde domuz menşeili ithal jelâtin katkı maddesi kullanıldığını söyledi. Dinç, "Yoğurtlara kıvam arttırmak ve su tutması için jelâtin katılmaktadır. Jelâtin, domuzun deri veya kemiklerinin kaynatılmasıyla elde ediliyor. Normalde 2 litre sütten, 1 kilo yoğurt elde edilirken, jelâtin katıldığında, 1 litre sütten 1 kilo yoğurt elde edilebiliyor." dedi.
Amerika ile Avrupa'dan ithal ediyoruz
Katkı maddesiz köy yoğurtları ise kaşığa alındığında dağılır diyen Dinç, "Yoğurda katılan jelâtini ithal ediyoruz. Çünkü sığır derisi ve kemiğinden 6 haftada içinde jelâtin üretimi yapılıyor. Domuzdan 2 gün içinde jelâtin elde ediliyor. Jelâtini ise Türkiye'de üretilmiyor ve genellikle Amerika ile Avrupa'dan ithal ediyoruz. Orada domuz eti kullanıldığı içinde domuzdan jelâtin elde ediyorlar." şeklinde konuştu.
|
|
Domuzeti Satanlar Tarifleri Diğer Konular
|
|