Çilek
Amerika kökenli bir çok meyvenin aksine yer kürenin kuzeyinde yetişebilen çilek gülgiller familyasından bir bitkidir.
Orman ve çalılık meyvelerinin toplandığı böğürtlengiller ailesinin bir üyesi olan çilek bu ailenin diğer üyeleri gibi boy atmayıp, toprağın üzerine yapışmış kısa boylu bir bitki olarak gelişir. Yaprakları yerde yayılmış biçimde yetiştiği için çok alan kaplayan ve yılın bir iki ayında hasat veren çilek, aynı zamanda bulunduğu toprakta verimi düşürdüğü için tarımı hemen hemen en geç başlayan meyvedir. Zamanla gelişen teknikler çilek tarımının daha geniş ölçekte yapılabilmesini mümkün kılmıştır. Özellikle bitkinin sırıklar yardımıyla yükseltilmesi çilek tarımını desteklemiştir. Adının İngilizcede strawberry olması çileğin kamışlar üzerinde yetiştirilişinin tanımını yapar aslında.
Çekirdekleri meyvenin dış çeperini adeta bir takı misali süslerken, ısırdığınızda sulu lezzetin içinde gevrek çıtırtılar sunar.
Avrupa hanedanlıkları 15 yüzyıldan itibaren bu mucize meyvenin çeşitlerine sahip olmak icin çok emek vermişler. Bu nedenle asillerin sofrasında itibarı artan çilek rönesans dönemi Avrupasında sera teknikleriyle üretilerek farklı yapılara ulaşmıştır.
Birçok şaire ilham olan çilek nerdeyse Tanrının yarattığı en güzel meyve olarak tanımlanır. Rengindeki çekiciliği, inanılmaz kokusu ve lezzeti bırakın görüntüsü akla geldiğinde bile ağzımızın içinde yanaklarımızın arka taraflarından iştah salgıları çalkalanmaya başlar. Dünyada birçok çilek türü olmasına rağmen Osmanlı Çileği en önemli türdür şüphesiz.