Bozkırın Lezzetleri Konya Mutfağı
Anadolujet Magazin
Anadolu Selçuklularına başkentlik yapan, Rûmiyi, Şemsi, Sultan Veledi sinesinde barındıran Konyayı seçkin kılan bu hasletler yörenin mutfak kültüründe de derin izler bırakmış.
Konya, Anadolu tarihinin en önemli merkezlerinden biri. Yunan, Roma ve Bizans dönemlerinin ardından Selçuklular, Karamanoğulları ve Osmanlılar Konya Ovasının sahipleri olagelmiş. Ticaret yollarının kesiştiği, yoğun bir kervan trafiğinin yaşandığı Konyada kültürlerarası etkileşim Konya Mutfağına da çeşitli kazanımlar sağlamış. Selçuklu etkisinin zarif ve seçkin etkisini günümüzde halen yaşayan bir şehir. Konya saraylarında gelişen devlet geleneğinin yemek kuralları ilginç bir şekilde halen yer yer görülüyor. Buna çarpıcı bir örnek olarak birçok Konyalının genelde yemek sonrası yenen tatlıyı, yemekten önce yemeyi tercih ediyor oluşunu verebiliriz. Bunun gibi ilginç bir örnek de Konya mutfağının en belirgin yemeklerinden biri olan Bamya Çorbasının yemeğin sonlarına doğru verilişi. Bamyanın sindirimi kolaylaştırıcı olması nedeniyle bu yemek yörede yemeğin sonlarına doğru servis edilir. Bu geleneksel tercihlerin kökleri muhtemelen ortaçağ Selçuklu Saray geleneklerine dayanıyor. Diğer taraftan Konyanın gurur kaynağı olan Mevlana Celaleddin-i Rûminin rehberliğinde gelişen bir terbiye bütünü yöre mutfağına da hatıralar bırakmıştır. Konya mutfağını, Osmanlı ve diğer mutfaklardan ayıran en husus baharat kullanımının azlığı, yemeklerin kendi öz tatlarının öne çıkarılmasıdır. Bağrında yetiştirdiği büyüklerin gösterişten uzak, sade yaşayışları zaman içerisinde Konya mutfağını bu yönde etkilemiştir. Kuzu fırın yemeği bu duruma verilebilecek en güzel örnektir. Sade kuzu eti hiçbir baharatla terbiye edilmeksizin, sadece kendi yağıyla tandırda pişirilir. Konyaya da Selçuklu mutfak geleneğinin halen korunup yaşıyor olması Anadolu yemek kültürü adına sevinç verici bir kazanım.