Osmanlı Sarayında Ramazan
Anadolujet Magazin
11 ayın sultanı Ramazan ayının hazırlıkları sarayda bir-iki ay önceden başlardı. Saray halkı ve konuklar iftarda ufak tabaklarda envai çeşit reçel, zeytin, pastırma, kavurma, sucuk, peynir, hurma ve benzeri iftariyeliklerden oluşan bir sofraya buyur edilirlerdi. İftarla kısa bir duanın ardından besmele çekerek Kabe’den gelen zemzem suyuyla oruçlar açılırdı. Akşam namazı için sofradan kalkıp namazı kıldıktan sonra tekrar yeni hazırlanan sofraya oturup çorbayla başlayarak ana yemeğe geçerlerdi. Yemek sonrası tatlı yenirdi.
Günümüze gelen belgelere dayanarak söylüyoruz ki sultana yumurtayı hümayun ikram edilirmiş. Bu yemek için halka halka doğranmış soğanlar yağda öldürülüp sonra da ince pastırma dilimleri ile çok az su, sirke biraz da bal veya şeker konulurmuş. İki taşım kaynadıktan sonra kırılacak sayı kadar yumurta yuvaları açılır günlük yumurtalar bu yuvalara kırılırmış. Kapağı kapattıktan sonra yumurtalar çok pişmeyecek kıvama gelince servis yapılırmış.
Osmanlı döneminde Ramazanlarda iftara gidilen evlerde konuklar iftarlarını yaptıktan sonra ev sahibi tarafından giderlerken diş kirası olarak adlandırılan hediyeler verilirmiş. Diş kirası olarak kadife keselerde, şık kutularda, bohçalarda tespihler, gümüş tabaklar, seccadeler, gümüş akçe veya altın paralar hediye edilirmiş.