THY Skylife
Kahve ağacının ilk bulunduğu yer Habeşistanın (Etiyopya) Kaffa yöresidir. Bu bölgede kahve kaynatıldıktan sonra suyu içilmek suretiyle tıbbi amaçlı kullanılıyor ve sihirli meyve olarak adlandırılıyordu. Kahve, hızla Arap Yarımadasına yayıldı ve 300 yıl boyunca Etiyopyadaki yöntemle içildi. Bugünkü anlamını ise XIV. yüzyılda kazanmaya başladı. Bu vakitten sonra ateşte kavrulan kahve çekirdekleri, ezildikten sonra kaynatılarak tüketildi.
Bir görüşe göre kahveyi ilk olarak bu şekilde işleyip içmeye başlayan kişi XIII. yüzyılda yaşamış olan Mağripli sufi Şeyh Şâzelîdir. Gece ibadetinde dinç ve uyanık kalabilmek için özellikle geceleri kahve içtiği belirtilmiştir. Bu biçimdeki kahve içimi 1470te Adende, 1510da Kahirede, 1511de Mekkede görüldü. Yavuz Sultan Selim döneminde Yemen Valisi Özdemir Paşa, Yemende içtiği ve çok sevdiği kahveyi İstanbula getirdi. Kâtip Çelebiye göre, kahve İstanbula ilk olarak 1543 civarında gelmiştir. Zamanla qahwah kelimesi Türkçede kahveye dönüşmüş, buradan da Avrupaya yayılmıştır. Osmanlıda Yemenden gelen kahve çok meşhurdu. Kahve kısa zamanda saray mutfağında yerini aldı ve büyük ilgi gördü. Saray görevleri arasına kahvecibaşı adında bir rütbe eklendi. İstanbulda ilk kahvehane 1554 yılında açıldı. Kahvehanelerde masalcılar eğlenceler sunuyor, Karagöz Hacivat gösterileri ve bilmece yarışmaları yapılıyordu. Ayrıca bu kahvehanelerde dedikodu yapılıyor ve padişahtan dilenciye herkes her konuda fikir yürütüyordu. Bu özelliklerinden dolayı bazı padişahlar kahvehaneleri uygunsuz bulmuştu. VI. Murad kahvehaneleri yasaklamakla kalmamış, yıktırmıştır da. Ancak sarayın tüm müdahaleleri etkisiz kalmış ve kahvehaneler çoğalmaya devam etmiş. XVI. yüzyılın sonlarına doğru kahve Avrupada hemen hemen hiç bilinmezken Anadolunun ücra köylerinde bile içiliyordu. İstanbula gelen Venedikli tacirler, çok sevdikleri bu içeceği şehirlerine taşıdı. Böylece Avrupalılar kahveyle 1615 yılında tanıştı. Kahve ikramında esas olan; içine şeker koymak değil, yanında bir tatlı sunmaktır. Türk lokumunun kahvenin yanında ikramı eski bir Türk geleneğidir. Osmanlı döneminde bazı kayıtlara göre saray ve konaklarda kahve öncesi gümüş takımlarda ayva reçeli gibi çeşitli reçeller de servis edilmiştir.
|