|
|
Atasözleri |
|
bebe ruhi
Aşçıbaşı
Kayıt: 09.07.2015
Mesajlar: 25 Şehir: Kilis |
Kısa URL: https://ml.md/lc109384
Gönderme Tarihi: 10.Tem.2015
3,339 defa indirildi / yazdırıldı
|
Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış
Aç anan ise kaç
Açın üzerine dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış
Aç it furun deler
Aç ayı oynamaz
Aç kurt aslana saldırır
Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır
Açın nazarı ekmekçiyi kurutur
Aç ne yemez tok ne demez
Acıkan ne olsa yer acıyan ne olursa der
Aç ne yemez çıplak ne giymez
Aç doymam tok acıkmam sanır
Acı ıgratma toku söyletme
Açlık ile tokluğun arası yarım yufka
Açın gözü ekmek teknesinde
Aç gezmekten tok gezmek yeğdir
Acıkan doymam susayan kanmam sanır
Ağır kazan geç kaynar
Ağızdan burun yakın kardaştan karın yakın
Avrat var arpa unundan aş yapar avrat var buğday unundan keş yapar
Aş taşınca kepçeye paha yetmez
Aşını, eşini, işini bil
Akşamdan akşama bir tas çorbası mı gelir?
Akşam aşından bir gelin ölmüş
Analar taş yesin yarımşardan beş yesin
Aylak sirke baldan tatlıdır
Ayranım ekşi diyen olmaz
Ayran içtik ayrı düştük
Az ye de bir hizmetkâr tut
Azığı tükenmez yiğit olmaz
Ahmak toplamış akıllı yemiş
Ahmak misahr ev sahibini ağırlar
Asıl azmaz bal kokmaz kokarsa ayran kokar onun da aslı yoğurt
Balcıya pekmez satılmaz
Bal tutan parmağını yalar
Bal bal demekle ağız tadlanmaz
Bir şinik çavdarı var, baş değirmene gider
Bir yi de (ye de) bin şükret
Biri yer biri bakar kıyamet'ondan kopar
Biz ondan yoğurt umarız o bizden ayran
Boğazı büyük olanın dostu olmaz
Boğaz tokluğuna hizmet, parasız pulsuz himmet, nerede o bolluk?
Boğaz yediğini istemez de, göz gördüğünü ister
Bugün bulur bugün yeriz yarın Hakk'a kerim deriz
Bulamaçtan dönen kaşığın sapı kırılsın
Canı kaymak isteyen camızını cebinde taşır
Can boğazdan gelir
Can pekmezden tatlı
Çarşıdan azıklı tamburu bozuklu
Çavdar unundan baklava olmaz
Çingene ciğer pişirir yimeden karnını şişirir
Çingene evinde kaymak olur mu?
Çiğ yemedim ki karnım ağrısın
Çobanın gönlü olsa tekeden süt çıkarır
Çocuğun yediği helal giydiği haram
Çömlek taşa dokunursa vay çömleğin haline, taş çömleğe dokunursa yine vay çömleğin haline
Çömlekçi kırık saksıdan su içer
Daddırma kara geline dadarsa yine gelir
Dağdan inme yörük ne erik bilir ne koruk
Dede yedikleri evde
Dibi görünmeyen kaptan su içme
Dipsiz kile boş ambar
Dimyat a giderken evde ki pirinçten oldu
Doğduğun yere bakma doyduğun yere bak
Düğün aşıyla dost kazanır
Ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına göre değil
Ekmek çiğnemeyince yutulmaz
Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur
Ekmeği ekmekçiye ver yarısını yerse helâl olsun
Ekmeğe mama der çöpe kama der
Ekmek dizde iman yüzde
Ekmeğini it yer yakasını bit yer
Ekmeği yidin gözün pabuçta
Ekmeği kana doğrayıp yiyorum
Ekmeğini taştan çıkarır
Ekmek verenin elini koparır
Er olan ekmeğini taştan çıkarır
Er ekmeği meydan ekmeği
Erine göre bağla başını, tencereye göre kaynat aşını
Eşek hoşaftan ne anlar
Evvel taam sonra kelâm
Evinde ekmeğini yer, ilin damında ürür
Et ile deri yemek ili diri
Et ekmek üzerinde yaraşır
Et giren yere dert girmez
Et kanlı yiğit canlı
Eti kanıyla ciğeri canıyla
Emek olmayınca yemek olmaz
Elin kazanıyla aş kaynamaz
Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz
Farzdan evvel farz var namazdan evvel boğaz var
Fazla aş ya karın ağrıtır ya baş
Felek kimine kavun yedirir, kimine kelek
Güzellik ekmeğe sürülüp yenilmez
Hamurdan artar çamurdan artmaz
Hatır için her halt yenilmez
Hanım kırarsa kaza, hizmetçi kırarsa hata
Hastaya karpuz mu sorulur?
Hasım ile ye iç de alış veriş yapma Helva şakırtısı değil bu dayak şakırtısı
İmam evinde aş, ölü gözünde yaş olmaz
İnanma dayına ekmek al yanma
ipe un serme
Irgat gibi kazan, bey gibi ye
Kadın eli kaşık sapından kabarır
Karnının doymayacağı yerde karnım aç deme
Karnın acıktı katığı niynen, uykun geldi yastığı niynen
Karın kardeşten yakındır
Karnın ağrırsa eğir kökü (kızılcık) ye
Kar susuzluk almaz
Kavurga karın doyurmaz
Kavurga yer kaburga yedim diye bıyığını siler
Kaşık ile pilav verir, sapıyla gözünü çıkarır
Kışın ekmeksiz yazın gömleksiz yola çıkma
Komşudan huy kapan ayranına su katar
Kuş var eti yenir, kuş var et yedirilir
Kokmuş ete sinek çok konar
Kahvenin yüzü kara ama yüzü ağartır
Konuk umduğunu değil bulduğunu yer
Köpeğin ahmağı baklavadan pay umar
Kesesine güvenen her gün baklava börek yer
Kimse yoğurdum kara demez
Laf ile peynir gemisi yürümez
Lâf ile pilav pişmez
Lâf ile pilav pişir, deniz kadar yağı benden Lezzetsiz çorbaya tuz kar etmez
Malın iyisi boğazdan geçer
Mecliste dilini sofrada elini kısa tut
Nerede aç oradan kaç, nerede iş ora yanaş
Nerede börek orada gerek
Ne benden sana bazlama ne senden bana gözleme
Ne çiğ yedim ne karnım ağrır
Ne şiş kızarsın ne kebap yansın
Ne yer ne yedirir
Oğlan yedi oyuna gitti, çoban yedi koyuna gitti
Oğlan ağlar derdi çörek
O bağda, bağ dağda tava delik iş yağda
Ödünç yiyen kesesinden yer
Öksüze acıyan çok olur da bir dilim ekmek veren bulunmaz
Önce bol bol ye sonra bel bel bak
Oneği yiyen sonrağı dağıtır
Pişmişte cici var pişmedikte böcü var
Pişmiş paça gibi sırıtma
Pilava gelince diş atar işe gelince kıç atar
Pilavdan dönenin kaşığının sapı kırılsın
Sana vereyim bir öğüt kendi ununu kendin öğüt
Sarmaşığın sıkısından seyreği yeğdir
Sap sararır, saman kabarır ölçek getirir kara haberi
Sakla samanı gelir zamanı, bir karış kar yağdırır kiraz zamanı
Sakla beni var iken, bulunayım sonra yok iken
Saygısız kasap ne bıçak bilir ne masat
Sizde yiyelim içelim bizde kopalım geçelim
Senin derdin ayranda benim derdim Meryem de
Senden yumurta alan sarısını bulmaz
Soğan ekmedim acısını çekmedim
Sofrada elini mecliste dilini kısa tut
Sofrada oturanın karnı doysun
Softa soğan yemez bulsa kabuğunu komaz
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
Sütlüyü sıradan çıkarmazlar
Suyu gölden ekmeği elden
Su testisi su yolunda kınlır
Su küçüğün sofra büyüğün
Su susamışa verilir
Şapla şeker bir değil
Şaraptan bozma sirke keskin olur
Tatlıya yakışmaz soğan, dayısını beğenmez yeğen
Tatsız çorbaya tuz, akılsız kafaya söz kar etmez
Taş atana sen ekmek at
Tuz ekmek hakkı bilmeyen akıbet gözden çıkar
Toku gönüllemek zor olur
Tok ne bilir açın halinden, aç ne bilir tokun halinden
Tıngır elek tıngır saç elim hamur karnım aç
Tekkeyi bekleyen çorbayı içer
Ucuz etin yahnisi kara olur
Unun yoksa bazlamaya yağın yoksa gözlemeye
Unumu eledim eleğimi astım
Unu var ünü yok
Var evi kerem evi yok evi elem evi
Ver yesin ört yatsın bekle canı çıksın
Ver ekmekçiye buğdayı yerse de helâl olsun
Yazın ayransız kışın yorgansız olmaz
Yağsız peynir de tuzsuz yenmez
Yağ ile yavşan yenir
Yavan etin yavan çorbası olur
Yemek emek ister
Yoğurdu yumruğuyla yer
Zahirenin ambarı sabanın ucundadır
Zemheride yoğurt yiyen cebinde ineğini taşır
Zengin helvasını balla pişirir, züğürt derman için pekmez bulamaz
Zeytin ekmek hazır yemek
Zurnacının karşısında limon yenilmez
Züğürtlük demir leblebidir yenilmez, ateşten gömlektir giyilmez
|
ATASÖZLERiMiZ |
|
Saadet
Türkçe Admin
Kayıt: 12.07.2005
Mesajlar: 9327 Şehir: Ankara |
Kısa URL: https://ml.md/lc98844
Gönderme Tarihi: 08.Haz.2014
2,034 defa indirildi / yazdırıldı
|
Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır.
Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış.
Acıkan doymam, susayan kanmam sanır.
Aç ayı oynamaz.
Açın karnı doyar, gözü doymaz.
Açlık ile tokluğun arası yarım yufka.
Aç ne demez tok ne yemez.
Aç yanında hamur teknesi kurcalanmaz.
Ağız yer yüz utanır.
Ahmak misafir ev sahibini ağırlar.
Aşını, eşini, işini bil.
Azıcık aşım kaygısız başım.
Az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur.
Bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden.
Bir yemem diyenden kork, bir yerim diyenden.
Can boğazdan gelir.
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme.
Düğün aşıyla dost ağırlanmaz.
Göz gördüğünü, ağız yediğini ister.
İşten artar, dişten artmaz.
Kalbin yolu mideden geçer.
Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır.
Misafir kısmeti ile gelir.
Misafir umduğunu değil bulduğunu yer.
Su küçüğün sofra büyüğün.
Tatlı ye tatlı söyle.
Yağ ile yavşan, sirke ile tavşan.
|
|
ATASÖZLERiMiZ Tarifleri Yemek Hakkında Sözler
|
|