Zeytin ve Zeytinyağıyla Bir İstanbul Günü
Çocukluğumda Urla'dan getirip Mordoğan'da ki bahçemize diktiğim bir
zeytin fidanının ilerleyen zaman içinde
zeytin ve
zeytinyağına olan ilgimin çıkış noktası olacağını bilmiyordum. Zeytin fidanı büyüyüp serpilirken benim de
zeytin kültürüne olan merakım arttı. Bu konu ne zaman karşıma çıksa, bana ağacımı hatırlatır.
Şimdi düşünüyorum; ilk
zeytin ağacını 6 yaşında görmüştüm. Sahibinden izin alarak daldan bir
zeytin kopardım ve ağzıma attım. Bu sırada bana izin veren komşunun müstehzi gülümsemesinin sebebini damağımı kaplayan acılık yayılınca anlam verebildim. Zeytin işlem görmeden yenilmezmiş. İlk
zeytin tecrübemi bu şekilde yaşadıktan bir kaç yıl sonra da sözünü ettiğim fidanla
zeytinle olan dostluğumu ilerletmeye başladım. Zeytin ve
zeytinyağının başlı başına bir kültür olduğunu konuyu merakla araştırdıkça fark ettim. Mevzu o kadar derin ki biliyorum desem de her geçen gün yeni şeyler öğreniyorum.
Bilgilerimin yenisine 21. Aralık'ta düzenlenen, Zeytin ve Zeytinyağıyla Bir İstanbul Günü paneli büyük ölçüde katkıda bulundu. Toplantı
zeytin ağacından başlayarak geleneksel ve modern
zeytinyağı üretimi ve tatma işlemine kadar bildiğimi zannettiğim her şeyi bir kez daha düşünmeye davet etti. Zeytinyağıyla hazırlanmış alışık olduğu
muz ve de ilk kez tattığımız
yemekleri denedik. Orijinal sunumlu
zeytinyağlılar görsel anlamda da göz doyuruyordu.
Paneli İzmir'de bulunan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ve yine İzmir'de bulunan Bornova Zeytincilik Araştırma İstasyonu organize etmiş. Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü ve Uluslararası Zeytin Konseyi de desteklemiş. Açılış konuşmasını Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi başkanı Dr. Mustafa Tan ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik genel müdürü İsmail Kalender yaptı. Panelistler Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ve Prof. Dr. Artun Ünsal'dı. Müftüoğlu
zeytin ve
zeytinyağı konusunu sağlık açısından ele aldı. Ünsal ise panele şiirsel ve nostaljik bir yorum kattı. Türkiye'nin ilk
zeytinyağı tadım uzmanı Ümmühan Tibet konuklara halis
zeytinyağını test ettirerek anlattı. Tibet sayesinde bu konuda doğru bildiğimiz yanlışları öğrendik.
Türkiye'de üretim yapan bölgeler dışında
zeytinyağı tüketimi yaygın değildir. Yıllık kişi başı tüketim 1,5 kg civarında olduğunu biliyorduk. Yunanistan ve İspanya rekortmen tüketiciler olarak ilk sıraları alıyor. Ülkemizde
zeytinyağı fiyatları yüksek, belki de bu yüzden her yörenin mutfağına giremiyor. Şifa diyebileceğimiz mucize meyve suyundan yararlanmak yaşadığımız şanslı coğrafyada bulunan herkesin hakkı. Zeytinyağıyla sağlık vaat eden pek çok lezzet hazırlamak hiç de zor değil. Tatlıdan tavuğa, sebzeden yemişe kadar pek çok lezzeti
zeytinyağıyla birleştirmek mümkün. Son yıllarda yapılan çalışmalar sektöre yeni bir soluk katmış. Eski
zeytin ağaçları ıslah edilmiş ve yeni bahçeler için teşvikler verilmiş. Zeytin ve dolayısıyla
zeytinyağı üretimi artmış.
Zeytinyağı felsefesiyle, kültürüyle, kutsallığıyla yeri doldurulamayacak dost bir tat. Bu gerçeği farklı bir boyutta bu panel sayesinde bir kez daha idrak ettik. Yılın en uzun gecesi 21. Aralık'ın gündüzünde ölümsüz
zeytin ağacının manevi gölgesinde güzel bir gün geçirdik. Emeği geçen herkese teşekkürler.