YEMEK ALMA
Davetlerde tabağa insanın yiyebileceği kadar
yemek alması gerekir. Bir kere, dikkati çekecek kadar az
yemek almayı, ya da sonunda mutlaka bir miktar yemeği tabakta bırakmayı kibarlık gereği saymak ve bu şekilde hareket etmek yanlıştır. Ne var ki, yiyeceğinden çok fazla
yemek almak da aynı şekilde doğru değildir. Bu da oburluğa, aç gözlülüğe, gör memişliğe verilir. Bu durumda yemeğin bir kısmının tabakta kalması çok mümkündür. Sonuç olarak bu da doğru olmaz.
Ayrıca, önümüzdeki tabağın içinde bulunan yemeği son kırıntısına kadar silip süpürmek de kibarlık sayılmaz. Bazı kimseler ellerine ekmek parçası alarak tabağı parlatırcasına temizlemeye kalkarlar. Oysa bu jest hepsinden daha çirkindir.
Sofra âdabının en önemli faktörünü hareketlerdeki tabiilik ve samimilik, rahatlık ve olağanlık teşkil eder. Bu bakımdan, resmi veya yarı resmi her hangi bir
yemek dâvetine katılan her insanın son derece rahat, samimi, tabii ve normal davranışlar, hareketler içerisinde olması gerekir.
Bir konuğun sofra başında ta
bakla oynaması tabağı elleyip durması da göze hoş görünmeyen hareketlerdendir. Yemekten önce de,
yemek aralarında da ta
bakla meşgul olmak doğru değildir. Tabağı ele almak, servis yapan garson veya hizmetçiye önümüzdeki boşalmış tabağı uzatmak, temiz tabağı elimizle alıp önümüze koymak sofra âdabına uymayan hareketlerdendir. Bir yemeğin suyuna ekmeği iyice batırabilmek için ucundan tutup yana eğmek, ya da çorba içilirken, tabakta hiç kalmaması için aynı şekilde tabağı bir ucundan kaldırıp öbür tarafından kaşıkla çorbayı almaya çalışmak zarif hareketler sayılmaz. Salçalı bir yemeğin suyunun veya çor banın bir miktarının tabağın dibinde kalması ne mide için, ne beğenilen bir yemeğe karşı duyulan iştah için, önemli bir kayıp telâkki edilmemeli, tabağın içinde bırakılabilmelidir.