Mutfağın Vazgeçilmezi Patlıcan
Anadolujet Magazin
Türk mutfağının bilhassa yaz aylarında tartışmasız kraliçesi olan patlıcan, turşusu ve reçeli dâhil, bilinen iki yüzden fazla tarifi ile Anadolunun yöresel mutfaklarında yerini alıyor.
Güney Asya kökenli olan patlıcanın evcilleştirildiği coğrafyanın, Hint Yarımadası olduğu kabul ediliyor. Patlıcan ismi de Sanskritçe Vatinganahtan geliyor. Antik Roma ve Yunan kayıtlarında izine rastlanmaması bu bitkinin Araplar tarafından 10. yüzyıldan sonra batıya ulaştırıldığını düşündürüyor. Bizansta melitzania adı ile bilinen bu bitki, İran mutfağının etkisi ile önce Selçuklular daha sonra Osmanlılar tarafından benimseniyor. Farsça badingan Arapçada isebadincan olarak adlandırılan bu sebze, dilimizde patlıcan adıyla yer alıyor.
Patlıcanın belki de en yaygın kullanıldığı yöresel mutfağımız şüphesiz Gazianteptir. Yaz aylarında neredeyse her kebaba eşlik eden közlenmiş patlıcandan yapılan Ali Nazikin Yavuz Sultan Selimin 16. yüzyılda Antepte karşılanması sırasında kendisine ikram edildiği ve ismini de bizzat padişahın koyduğu iddia edilir.
Patlıcansız bir Türk mutfağını hayal etmek bile zordur.