Levanten Mutfağı
Türkiye'deki Levantenler üzerine yıllardır araştırmalar yapan Bülent Şenocak'ın çevirisiyle, 19. yüzyılın sonlarında İzmir'e gelen Gaston Deschamps, Levantenleri şöyle anlatıyordu: "Hıristiyan Mahallesi'nin merkezi Frenk Sokağı'dır. Frenk Mahallesi'nde en güzel ve en iyi binaları görmek mümkündür. Frenk Sokağı, kralın himayesindeki Levant Şirketi tarafından yapılan Fransız gümrüğü iskelesine malların boşalmaya başlamasından sonra çok gelişti. Buradaki konfeksiyon dükkanlarında aynı Paris'teki gibi, yüksek vitrin camları arkasında bütün Avrupa'nın işporta mallan sergilenmekte, ayrıca Manchester'm, doğuyu saran alışılmış pamukluları, Avusturyalı terziler sendikası tarafından büyük balyalar halinde gönderilen pardösüler, ceketler, takım elbiseler satılmaktadır. Milano'dan gelen hintyağı ve İtalyanlar ile Almanlar tarafından ucuza satılan kinin ile hastalarını iyileştiriyorlar, kahvelerini Avusturya şekeri ile lezzetlendiriyorlar, Belçika malı tüfeklerle ava gidiyorlar, hikayelerini ve mektuplarım Angouleme, Annonay veya Fiume kağıdı üzerine, Fransız dolma kalemi, Alman mürekkebi ve Viyana kurşun kalemi ile yazıyorlar, evlerini Anvers ve Paris maun ağacı ile döşüyorlar, İsviçre malı saatlerine bakıyorlar, evlerini Bakü petrolü ile aydınlatıyorlar, ekmeklerini Odessa veya Sivastopol buğdayı ile yapıyorlar, yemeklerini Rus havyarı, Marsilya yağı, İngiliz Morina balığı, Fransız patatesi, Avusturya füme eti, İran çayı, İtalyan peyniri, Mısır soğanından yapıyorlar."