Köftenin Yolculuğu
THY Skylife
Köftenin Türkiyedeki popülerliği hâlâ sürüyor. Adeta bir hanedanın üyeleri gibi çeşitli biçim ve lezzetlerle karşımıza çıkıyorlar. Zaman içinde mutfaklarına dâhil oldukları bölgelerin damak alışkanlıklarına göre yeniden kurgulandıklarından bugün Türkiyedeki bazı şehir ve hatta ilçeler, kendi adlarıyla anılan köftelere sahipler; Tekirdağ köftesi, İnegöl köftesi, Akçaabat köftesi en popüler ve gerçekten en lezzetli olan türlerden sadece birkaçı.
Türkiyenin köfte türlerini birbiriyle kıyaslarsak ilk farklılaşmanın kıyma üzerinde başladığını görebiliriz: Hem hayvan türü hem de etin seçileceği bölge, belirleyici bir role sahip. Farklılaşma, eklenen baharatlarla devam edip pişirme şekline ve hatta sunuma kadar sürüyor. Sulu (haşlama), kızartma, ızgara ve fırında pişirilen köfteler olduğu gibi bazen de iki pişirme tekniğinin birlikte uygulandığı köfte çeşitlerine de rastlayabilirsiniz. Kadınbudu köfte, içli köfte gibi etin hâkim olduğu ama pirinç veya galeta unu gibi ikincil malzemelerin de eşlik ettiği çeşitlerin yanı sıra çiğ köfte, mercimek, patates köftesi hatta mücver köftesi gibi etsiz ama köfte biçimli ve baharatlı türleri de sayarsak köftenin mutfağımız üzerindeki gücünü daha iyi görebiliriz.
Şimdi bir de dünyadaki duruma bakalım; günümüzde dünyada en bilinen köfte çeşidi olan İsveç köftesinin de anavatanı Anadolu.
1709'da Ruslarla yaptığı savaşı kaybeden 12. Karl Osmanlı İmparatorluğu'na sığındı ve 1714 yılına kadar sürgünde kaldı. Kral ülkesine geri dönerken borçlu olduğu Osmanlı aileleri de peşinden gitti. Bu aileler 1732 yılına kadar İsveç'te kalıp orada günlük yaşantılarına devam ettiler ve İsveç mutfağını etkilediler; başta köfte olmak üzere dolma, şerbet ve şurup gibi Osmanlı mutfağına ait yiyecek ve içecekler İsveç mutfak kültüründe kendine yer buldu.