Domates
THY Skylife
İpek Yolu üzerinden gelen gıdaların gerek pahalılığı gerekse ulaşım zorluğu insanoğlunu yeni lezzetlerin ve deniz aşırı kıtaların keşfine yöneltmişti. Özellikle Yeni Dünya'nın keşfiyle eski kıta her anlamda, uçsuz bucaksız boyutlara yelken açtı. Yeni tanışılan gıdalar her iki dünyada yaşayan insanlar için önemli ve lezzetli fırsatlar anlamına geliyordu. Bu gıdalardan biri
domates; ilk önceleri pek önemsenmeyen, daha sonraları mutfak kültürlerini derinlemesine etkileyen bir sebze oldu.
NE ZAMAN YENECEĞİ BİLİNEMEMİŞ
Çıkışı Meksika olan
domatesin tarih öncesine kadar giden bir geçmişi olduğu bilinir. Ancak Avrupa'ya, 16. yüzyılda İspanyollar tarafından ilk defa getirilir. Ham haldeyken oldukça keskin, olgunlaştığında sulu ve yumuşak, piştiğinde dağılan bir yapısı olduğu için insanlar
domatesin zehirli olabileceği şüphesine kapılır ilk önceleri. Bir anlamda
domatesin hangi aşamasında yenebileceğine karar verilmesi için dahi, uzun yıllar geçmesi gerekir.
ÖNCELERİ YEŞİLİ YENİRMİŞ
Osmanlı İmparatorluğu'na 17. yüzyılda tanıtılan
domates, ilk başlarda ham halde, yeşil olarak tüketilir. Kırmızıya döndüğündeyse bozulduğu düşünülüp pek tercih edilmez. Osmanlı'da
domatesin yeşil haline bir nevi
patlıcanı andırdığı için 'Frenk badıcanı' adı verilir. Batıdan gelen ürünlerin başına 'Frenk' kelimesinin eklenmesi Osmanlı'da çok kullanılan bir yöntemdi.
AZTEK'İN 'TOMATL'I
'Domates' kelimesinin kökü Aztek dilinde kullanılan 'tomatl' kelimesine dayanmaktadır. Avrupa'ya ilk getirildiğinde bir afrodizyak olarak görülen
domatese 'aşk
elması' veya 'altın
elma' anlamına gelen isimler de verilir. Örneğin İtalyanca'da
domatesin karşılığı 'pomodoro'dur ve 'aşk
elması' anlamına gelir. İngilizce, İspanyolca, Fransızca ve Türkçe'de ise Aztek dilindeki 'tomatl' kökünden türetilmiş isimler kullanılır.
DOMATESİN MUTFAKLARA GİRİŞİ
İtalya,
domatesi mutfağına sokan ilk ülkedir. Domates ve
domates ürünleri bu mutfak kültüründe bugün de çok yoğun kullanılmaktadır. Her ne kadar İspanyollar tarafından kıtamıza getirilmiş olsa da;
domatesin Balkanlar'dan başlayarak Akdeniz ülkelerine, Orta Doğu'ya ve yakın Asya'ya tanıtılmasında Osmanlılar'ın büyük rolü olmuştur.
Domates, Akdeniz mutfak kültürleri arasındaki farklılıkları birbirine bağlayan sebzedir. Tatlıdan tuzluya, suyundan sosuna, çorbasından dolmasına, kurusundan turşusuna kadar birçok sayısız
yemek tarifine malzeme olan
domates; çiğ tüketilme özelliğinden ve kuşkusuz insanı teslim alan lezzetinden dolayı mutfakları etkisi altına almıştır. Özellikle 18. yüzyıldan sonra Türk mutfağında kullanımının artmasıyla, Osmanlı mutfağı pişirme tekniklerinin kaybolmasına da neden olduğu düşünülmektedir.
Zira keskin lezzetiyle
domates, tabaktaki diğer yiyeceklerin önüne geçer.
TÜRK MUTFAK KÜLTÜRÜNÜ DEĞİŞTİRİR
Ülkemizde geleneksel
zeytinyağlı dolma içlerine dahi girmiştir
domates. Ege bölgesi dışındaki tüm mutfaklarımızda kullanımının artmasıyla damak zevklerimizi istila etmiş durumdadır. Özellikle Anadolu mutfak kültüründe, beslenme sistemlerinde derinlemesine farklılıklara sebep olduğunu söyleyebiliriz. Yetiştiği mevsim dışında da kullanımı için çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Domates
salçası yapımı Anadolu'da kışlık kiler hazırlıklarının geleneksel programının içinde önemli yer tutar örneğin. Yaz ile sonbahar arasında, evlerin damlarında
domates salçası güneş yardımıyla yapılıp kilere kaldırılır. Salçanın yanı sıra, sıkılan
domates suları pastörize edilerek şişelerde saklanır, yemeğin pişme suyu olarak kullanılır.
BİR YAZ SEBZESİYDİ!
Çağdaş yaşamın gereği olarak kırsaldan kentsel düzene geçiş, insanı yiyeceklerin kaynağından uzaklaştırmıştır. Bu nedenle, kırsalda üretilen yiyeceklerin yerleşim alanlarına bozulmadan taşınması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bugün gerek koruma, gerek taşıma ve gerekse ekonomik zorlamalar yiyeceklerin doğal yetiştirme teknikleriyle üretilmesini engellemektedir. Bir anlamda sanayi tipi tarla ürünleri geliştirilmiştir. Gün geçtikçe eski aromalar ve lezzetler mazideki güzel hatıralar arasına katılmaktadır. Özellikle de
domates bu süreçten payını fazlasıyla almış bir sebzedir. Ve ne yazık ki yeni doğmuş bebekler, ileride
domatesin bir yaz sebzesi olduğunu bile algılayamacaklar.