Dalları Bastı Kiraz
Yaz mevsimi pek çok kişi tarafından sevilir. Neden seviyorsunuz sorununa herkesin kendine göre bir cevabı vardır. Kimi kat kat giyinilmediği için, kimi günlerin uzun olduğu için, kimi de tabiatın uyandığı, etrafın yemyeşil olduğu için sevdiğini söyler. Bir de bir kısım vardır ki, yazın gelmesini meyveleri için ister.
Gerçekten yazın kışa oranla sayıca fazla, görüntüsü farklı, sulu, tatlı, renkli pek çok meyve bulunur. Bunların içinde biri vardır ki, özellikle çocukların sevgilisi
kirazdır. Birkaç yıllık hafızası olan ufaklıklar bile "
kirazı çok severim" der.
Aslında
kiraz diğer meyvelere göre farklı bir yerdedir. Pek çok benzetmelerimizde "
kiraz gibi" deriz. Kiraz
domates,
kiraz dudak... hatta bazılarımız kız çocuklarına
kiraz ismi bile verir. İzmir'in Kiraz ilçesini de unutmamak lazım.
Kiraz çiçeği baharın en güzel müjdecisidir. Büyük şehirlerde, apartman bahçelerinde bile
kiraz ağaçları bulunur. Belki pek azımızı ilgilendirir ama botanik bilimindeki adı "prunus aviun" dur. Giresun, Güney Kafkasya, Kuzeydoğu Anadolu, Hazar denizi,
kiraz ağacının doğal olarak yetiştiği ortamlardır.
Türkiye
kiraz üretiminde dünya birincisidir. Ülkemizin iklim koşulları bu meyveyi yetiştirmek için idealdir. En kaliteli
kiraz; Toros’ların kuzey yamaçlarında, Göksu nehrinin kaynağındaki "Gezlevi
kirazıdır". İzmir Kemalpaşa ilçesinin en önemli geçim kaynağı
kirazdır. Her ne kadar beyaz
kiraz dense de rengi sarı olan
kiraz sadece Türkiye'de sınırlı miktarda üretilir. Dalbastı, namı diğer Napolyon
kirazı da halkımız tarafından tercih edilir ve ihraç ürünü olarak aranan bir türdür. Şeklinin toparlaklığı mı yoksa basıklığı mı Napolyon adını vermiş bilinmez. (Ayrıca bu konuyu araştırdım bir sonuca ulaşamadım.) Geçtiğimiz yıllarda ülkemize dışarıdan mevsimi dışında bir
kiraz gelirdi "Kongo
kirazı". O zamanlarda gazetelerin sosyete sayfalarında sıkça yer alırdı. Onu kıymetli ve sosyetik yapan da astronomik fiyatıydı.
Kiraz çeşitleri çok fazla. Biz birkaç çeşidini biliyoruz. Yazın habercisi, çocukluğu
muzun güzel anısı
kiraz sağlık için de çok yararlı. Bir kere susuzluğu gideriyor, yaprakları bağırsakları çalıştırıyor, çiçekleri öksürüğe iyi geliyor, A, B, C vitaminleri, potasyum ve magnezyum içeriyor.
Genelde
kiraz sade olarak tüketilir ve böyle beğenilir. Bununla birlikte reçeli, kompostosu, konservesi, kurusu da yapılır. Kiraz şekerlemesi pastaların en gösterişli süsleme malzemesidir. Şambabanın ya da güllacın üzerine bıraktığımız
kiraz şekerlemesi bu tatlılara apayrı bir hava katar.
Karadeniz'de her sebzenin yaprağından dolma yapıldığı gibi,
kiraz yaprağından da sarma yapılır. Lezzeti nasıl diye sorarsanız "beğenmek için alışmak gerekir" diyebilirim. Bir de Giresun'un meşhur
kiraz kavurması vardır. Bunun da tadı yoruma bağlı olarak değişebilir.
Osmanlı'dan gelme bir "
vişne kebabı" vardır. Buna Arap yarımadasında sahip çıkarlar ve "
kiraz kebabı" derler. Demek bölgede
kiraz,
vişneye göre daha çok kabul görüyor ki, bile bile
vişnenin adını değiştiriyorlar. İngilizcede de
vişne; "ekşi
kiraz" olarak tarif edilir. Bu arada benim bildiğim tek Japonca kelime; "sakura"
kiraz çiçeği anlamındadır.
Kiraz reçeli pek yaygın olarak yapılmaz. Benden tavsiye bir çekirdek çıkartıcı alet alın ve 1 kg. olgun
kirazın çekirdeklerini çıkartın. Üzerine 750 gr. toz şeker kapatın, kapağını kapatın, bir gece bekletin. Ertesi günü orta ateşe yerleştirin kıvam almaya başlayınca bir
limonun suyunu ekleyin. İşte kahvaltıların baş tacı olacak muhteşem bir reçel. Üstelik bu reçel o kadar lezzetli ki "kışın neden daha fazla hazırlamadık..." diye üzüleceğiniz türden.
Evet,
kiraz deyince herkesin zihninde farklı ama güzel anılar vardır. Belki artık sokakta oynayan çocuklar kulaklarına küpe gibi takmıyor. Şimdi televizyonun karşısında yiyorlar
kirazı. Olsun değişmeyen tek gerçek
kirazın nerede ve nasıl tüketilirse tüketilsin sevilen bir meyve olması. Şimdi tam zamanı, dalları basmışken
kiraz değerlendirelim. En fazla bir buçuk ay süren bu lezzet şölenini kaçırmayalım.
Banu Atabay
1.7.2011