Yiyiniz iciniz ancak israf etmeyiniz (Araf 31)
lezzetler.com yemek tarifleri paylaşım sitesi

Yemek Tarifleri > Diğer Konular > Çay Hakkında (1,736 defa yorumlandı, indirildi, yazdırıldı)

Bir Bardak Çayın Kısa Tarihi



Fotoğraflı Yemek Tarifleri

Ana Sayfa
Video Yemek Tarifleri
Yemek Galerileri
Ana Yemek Tarifleri
Tatlı Tuzlu İkram Tarifleri
Yöresel Yemek Tarifleri
Geleneksel Yemek Tarifleri
Etnik Yemek Tarifleri
Dünya Mutfaklarından Yemek Tarifleri
Diyet Yemek Tarifleri
Markalardan Yemek Tarifleri
Bebek Yemek Tarifleri
Vejetaryen Yemek Tarifleri
Osmanlı Yemek Tarifleri
Kamp Yemek Tarifleri
Sebze Yemek Tarifleri
Meyve Tarifleri
Kırmızı Et Yemek Tarifleri
Av ve Kümes Etleri Tarifleri
Balık ve Deniz Ürünleri Yemek Tarifleri
Sakatat Yemek Tarifleri
Çerez Tarifleri
Tahıl Yemek Tarifleri
Diğer Malzemelerden Yemek Tarifleri
Pişirme Yöntemlerine Göre Yemek Tarifleri
Tatlarına Göre Yemek Tarifleri
Kolay Yemek Tarifleri
En Yeni Yemek Tarifleri
Malzemeye Göre Arama
Genel Konular
Besinlerin Değerleri
Şifalı Bitkiler
Aşçılığın Püf Noktaları
Sofra Düzeni ve Servis
Mutfak Takımları
Yemek Hakkında Sözler
Yemek Rüyaları
Yemek Fıkraları
Diğer Konular
Sağlık Konuları
Site Hakkında
Makaleler
Söyleşiler
Anketler
Mütevazı Lezzetler®

Üye Girişi
Üye Ol



Bir Bardak Çayın Kısa Tarihi

Dr. Mustafa Duman

Günümüzde çay, dünyada sudan sonra en çok tüketilen içecektir. Çin’de çay, milattan önce 2737 yılından beri bilinmektedir. Efsanelerle karışık anlatımlarda yer aldığına göre: Çin imparatoru Shen Nong, bir ilkbahar günü sarayının bahçesinde, bir ağacın altında oturup içme suyunu kaynattırırken ağaçtan bir yaprak bu suyun içine düşer ve ortalığı hoş bir koku kaplar. İşte ilk yeşil çay böylece demlenmiş olur ve imparator bu içecekten çok hoşlanır. Bundan sonra kurutulup işlenmiş çay yapraklarıyla yapılan bu içecek önce Çin’de, sonra Japonya’da kullanılır, daha sonra da bütün dünyaya yayılır. Çayın efsanesinin sonradan uydurulduğu bellidir. Gerçek olan birşey varsa o da çayın Çin’de çok eskiden beri bilindiğidir.

Çayın anavatanı Yukarı Birmanya, Güney Doğu Çin ve Orta Vietnam arasında kalan bölgedir. Çay hakkında en eski tarihi bilgiye bir Arap seyahatnamesinde rastlıyoruz. Bu seyahatnamede yazdığına göre, 879 yılında Kanton şehri gelirleri arasında çay ve tuzdan alınan vergiler de vardır. Daha sonra Marko Polo ve diğer gezginler de çaydan söz etmişlerdir.

Çay milattan sonra 6. yüzyıldan itibaren Çin’de çok geniş bir kullanım alanı bulmuş, 10. yüzyılda ise Çin’in milli içkisi haline gelmiştir. Çay, Japonya’ya ise 8. yüzyılda getirilmiş ve 12. yüzyıldan sonra yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Japonya’da çay kültürü çok üstün bir düzeye çıkmış, evlerde “çay odaları” düzenlenmiş, çay hazırlama ve ikram etme konularındaki ayrıntıları bilen ve uygulayan “çay üstadları” yetişmiştir. Zamanla Japonya’da çay seremonilerini içeren ve çayı kutsayan bir “çayilik” akımı ortaya çıkmıştır. “Ça-no-yu” denilen çay törenleri ve ritüelleri 15. yüzyılda, Sen Rikyu tarafından geliştirilmiştir. Japon çay kültürünün dünyaya tanıtılması Okakuro Kakuzo’nun Çaynâme adlı eseri aracılığıyla sağlanmıştır. Bu eserin ilk baskısı 1906 yılında, İngilizce olarak yapılmıştır.

Seyahatnameler aracılığı ile çayı duyan Avrupalılar 17. yüzyılın başından itibaren çayla tanışmışlardır. Çay, önce Felemenk vapurları ile 1610 yılından itibaren Hollanda’ya getirilir, Fransa, 1636 yılında, Rusya, 1638 yılında, İngiltere ise 1656 yılında çayı ithal ederler ve kullanmaya başlarlar. Çayın Avrupa’ya girişi bağnaz Hristiyan din adamlarının pek hoşuna gitmez. Çayın ve çayevlerinin Hristiyanlığa zararlı olduğunu ileri sürerler. Bu tepkiler özellikle İngiltere’de yankı bulur ve 1675 yılında İngiliz Kralı tarafından kahvehaneler kapatılır, çay içilmesi yasaklanır. Fakat bu yasak uzun sürmez ve gene krallık tarafından kaldırılır.

Çayın İpek yolu güzergâhından Çin’den Osmanlı ülkesine ulaşması Avrupaya ulaşmasından erkek olmuş ise de biz bu maceranın giriş kısmına ait belgelere sahip deyiliz. Ancak Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde - 17. yüzyılın başlarında kaleme alınmıştır- çay konusunda bilgiler vardır. Daha sonra, 1777 tarihli bir attariye defterinde ve 1816 tarihli bir gümrük defterinde çay kayıtlarına rastlamaktayız.

Türkiye’de çay üretimi 1878 yılında, Japonya’dan getirilen çay tohumları ile başlamışsa da sembolik düzeyde kalmıştır. Çay üretimi konusunda ciddi çalışmalar Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra hız kazandı ve Önce başvekil ve sonra cumhurbaşkanı olarak İsmet İnönü’nün direktifleri ve Zihni Derin, Hulusi Karadeniz gibi idealist kişilerin gayretleriyle 1930’lu yılların sonunda başarılmış, Rize vilayetimiz ve komşusu olan Trabzon, Artvin vilayetlerimizin bazı yerlerinde çay üretimi başlamıştır. İlk çay fabrikamız 1947 yılında, Rize’de işletmeye açılmıştır. Devlet kuruluşu olan Çaykur’un yanısıra bugün özel sektör de çay üretiminde ve işlenmesinde yer almıştır. Günümüzde, Türkiye’deki çay fabrika ve atölyelerinin sayısı 230’u bulmaktadır. Türkiye çay üretiminde dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almıştır. Kişi başına çay tüketiminde ise Türkiye, Kuzey İrlanda ve İngiltere’nin arkasından dünyada 3. sıradadır. Türkler çayı çok sevdiler. Türkiye’de zengin bir çay kültürü oluştu. Çay türkülerimize, destanlarımıza, bilmecelerimize, deyimlerimize, şiirlerimize, hikâyelerimize girdi. Yabancı bir gazetecinin belirttiğine göre, günlük işlerimiz ince bel bardaklarda içilen çaylardan sonra başlar olmuştur.

Türk çayının tarımında “inzektisit” yani böcek öldürücü ilaç kullanılmamaktadır. Bu durum Türk çayının değerini yükselttiği, onu organik tarım ürününe yaklaştırdığı için önemlidir. Çay tarımında böcek öldürücü ilaç kullanılmaması, çevre sağlığı açısından da bir kazanımdır. Uzmanların belirttiklerine göre, tarımda böcek öldürücü kimyasal maddeler kullanılması toprakta, havada ve sularda kısacası doğal çevrede bulunan yararlı böcek ve mikroorganizmaların yok olmasına yol açarak doğadaki yaşam zincirinin kopmasına yol açıyor. Ayrıca bu zehirli maddeler, tarım ürünleri ve sularla alındığında insan ve diğer canlılara zarar vermektedirler.

Sözlü ve yazılı kültürümüzde çay konusu geniş bir yer tutar. Örneğin bir tekerlemede şöyle denir:

“Çayı icad etti bir pir
Sabaha iki akşama bir.”

Gene bu konuda denir ki:

“Ehlikeyif olana
Üçtür çayda kaide
Derde derman sorana
Dördü beşi faide.”

Eskiler çay için:

“Es sohbet’ ü bila çay
K’es semai bila ay”,

Yani “çaysız sohbet aysız gökyüzü gibidir”, derlerdi. Bugün de öyle değil mi? Çaylı sohbetleriniz bol olsun.


lezzetler.com sitesinde bulunan .
Bir Bardak Çayın Kısa Tarihi tarifi, Diğer Konular bölümüne ait bir tariftir.
Bir Bardak Çayın Kısa Tarihi tarifi, 1,736 defa yorumlandı, indirildi ve yazdırıldı.










lezzetler.com
Site Hakkında
Kullanım Kuralları
Üyelik Kuralları
Gizlilik Bildirimi
Hediyeli Üyelik
Alan Adlarımız
Bölümler
Yemek Kitapları
Mütevazı Lezzetler® Yemek Kitabı
Mütevazı Lezzetler® İkramlar
Mütevazı Lezzetler® Kurabiyeler
Mütevazı Lezzetler® Çorbalar
Mütevazı Lezzetler® Pilavlar
Mütevazı Lezzetler® Videoları
Mütevazı Lezzetler® Fotoğrafları
Mütevazı Lezzetler®
Mütevazı Lezzetler® Sertifikaları
Mütevazı Lezzetler® Türkçe
Mütevazı Lezzetler® Azəricə
Mütevazi Lezzetler® English
Mütevazi Lezzetler® Español
Mütevazi Lezzetler® Deutsch
Mütevazi Lezzetler® Français
Mütevazi Lezzetler® Italiane
Скромные Вкусы® Русский
لذيذ المتواضع ®عربية
Video Sunucuları
video.lezzetler.com
video.ml.md
Youtube
Dailymotion
Facebook
İzlesene
Mynet
Sosyal Medya
lezzetler.com facebook uygulaması
lezzetler.com facebook sayfası
lezzetler.com twitter sayfası
Mütevazı Lezzetler® facebook sayfası
Mutevazı Lezzetler® twitter sayfası

izmir escort - alsancak escort