Belirli Zamanlara Özgü Yiyecek-İçecekler
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Türk Mutfağında, belirli zamanlarda hazırlanan
yemek, yiyecek - içecek türlerinin; sembolik anlamlarla yüklü hazırlanması gündelik
yemeklere göre daha fazla zaman ve emek isteyen bir yapıya sahip olduğu bilinmektedir.
Belirli zamanlara özgü
yemekler "imece" adı verilen yardımlaşmalarla hazırlanır.Nişan, düğün, sünnet, ölüm, dini bayramlar, mevsimlik bayramlar, Ramazan Ayı gibi gündelik yaşamdan daha farklı anlamların yüklendiği günlerde
yemek ve yiyeceklerin de farklılaştığı; sofraların daha özenle ve bol çeşitle hazırlandığı gözlenmektedir.Bu konuda kendine özgü bir yapı gösteren doğum, düğün ve ölüm
yemeklerini örnekleyebiliriz:
Doğum yapan kadına ziyarete gelen akraba, komşu ve tanıdıklar çeşitli hediyelerin yanında
süt,
yoğurt,
yumurta, çorba gibi
yemek ve yiyecekler de getirirler.Loğusa evi'nde konuklara loğusa şerbeti,
süt, tatlı, bisküvi gibi ikramlarda bulunulur.
Loğusa kadına
sütünün artacağı inancıyla
süt ve
sütlü yiyecekler,
soğan,
bulgur,
mercimek, şerbet, tatlı vb yedirilir;
nohut,
fasulye ve bazı meyveler sakıncalı kabul edilerek yedirilemez, soğuk su içirilemez.
Düğün
yemeklerinde et yemeğinin yanında pilav, mevsime bağlı olarak bir sebze yemeği, kuru
fasulye veya
nohut, hoşaf bulunur.Çorba olarak şehriye ve
yoğurt çorbalarının yer aldığı düğün sofralarında; keşkek, pilav ve et yemeği hemen her bölgede yaygındır.Düğün sofralarında tatlı olarak helva, zerde,
sütlaç veya
baklava bulunur.
Cenaze
yemeklerinde pilav ve sebze
yemeklerinin yanında
yemek çeşitleri de bulunur.Bazı yörelerde mezarın hazırlanmasını sağlayan kişilere verilen yemeğe "
kazma takırtısı" denir.Cenaze evine yörelere göre değişiklik göstermekle beraber, 3 veya 7 günle değişen sürelerle komşu ve tanıdıklar
yemek getirir, ölü evinde
yemek pişmez.
Ölünün evden çıktığı gün un helvasının yapılması dağıtılması; 3., 7., 40. ve 52. günlerde mevlit okutularak
yemek veya yiyecek ikramında bulunulması geleneği devam etmektedir.