Battalgazi Diyarı
Belli bir yaşın sahibi kişiler, Cüneyt Arkın'lı Battalgazi filmlerini çok kez seyretmiş. Eğlencenin sinema ile anıldığı dönemlerde bu filmleri izleyenlerin farklı bir dünyası olurmuş. Her genç sinemadan çıkarken kendini Battalgazi gibi hisseder, bir süre kahraman edasıyla dolaşırmış.
Ben ne yazık ki bu döneme yetişemedim. Battalgazi'nin maceralarını Bizans'a cesurca kafa tutmasını, 2 at arasında ustaca savaşmasını, o dönemlerde delikanlı olan büyüklerimden dinledim.
Battalgazi'nin Malatyalı olduğunu ve eski Malatya olarak anılan Battalgazi ilçesinde doğduğunu herkes bilir, bu bilgiler doğrudur. Battalgazi'nin 8. yüzyılda yaşayan bir komutan olduğu da gerçektir. Yalnız yanlış bildiğimiz, Türk gençlerine örnek olan bu Emevi ordusunun askeri Türk değil Arap asıllıdır. Bizim Yeşilçam yapımcıları, biraz hayali, biraz hakikat bir karakter oluşturmuşlar ve Cüneyt Arkın'la ete kemiğe büründürmüşler.
Battalgazi destanını anlatan filmler belki hafızalardan silinmek üzere ama, değişmeyen bir hakikat, Malatya'nın Battalgazi ilçesinin tüm varlığıyla Türkiye coğrafyasında yer alması. Üstelik bu ilçe ülke turizmine katkıda bulunmaya da başlamış. Son yıllarda Silahtar Mustafa Paşa kervansarayı gibi tarihi yapıların restorasyonunun yapılması, sanat sokağı gibi eski bir sokağın, sanatsal çalıştaylarla renklendirilmesi, konukevi gibi konaklama yerlerinin yeniden yapılandırılması, Battalgazi'ye taze bir solu vermiş.
Malatya'nın tarihi yapılarının yüzde sekseni burada bulunuyor. Selçuklu döneminde türbe olarak inşa edilmiş, ama hiç bir zaman türbe olmamış, "Kanlı Kümbet", Osmanlı zamanında idam yeri olarak kullanılmış, bu yüzden de "kanlı" sıfatını almış. Dünyada tek mimari örneği olan Ulu Camii de orijinal anlamda görülmeğe değer bir yapı. Namaz kılarken kılıçtan geçirilen 40 Selçuklu yiğidinin kabirlerinin bulunduğu 40 kardeşler şehitliği bakıma muhtaç olsa da hüzünle bakılacak bir yer. Bir de Sitti Zeynep kümbetini görmek gerek.
Battalgazi turlarının en enteresan yanıysa yıkıkların üzerinde kayısı ağaçlarının bulunması. Kayısı Malatya'yı o kadar çok seviyor ki, kendini her fırsatta bu şekilde gösteriyor. Battalgazi ilçesinde de diğer Malatya ilçelerinde olduğu gibi bol miktarda ve kaliteli kayısı ağaçları yetişiyor. Bu ağaçlar her yerde göremeyeceğiniz devasa büyüklükte, belki de Türkiye'nin en büyük kayısı ağaçları burada bulunuyor. Halk da kayısıyı seviyor olacak ki, yeni diktikleri fidanlar da hep kayısı.
Yol boyunca kayısı ağaçlarına, dut ağaçları eşlik ediyor. Dut da Battalgazi ekonomisinde önemli bir yere sahip. Bizim bildiğimiz dut pestiline "bastık" diyorlar. Küncülü, haşhaşlı pestil çeşitleri de mevcut, bir de tabi ki alışılmış dut kurusu yapılıyor.
Battalgazi yemeklerini Malatya mutfağından ayrı tutmak mümkün değil. Yörenin kadınları, bir sene dayanabilen, kışlık yufka pişiriyorlar. Bunun la birlikte patatesli, semizotlu, peynirli gözlemeler de hazırlıyorlar.
Bu ilçenin insanları oldukça mütevazı, ayrıca halk misafiri seviyor. Turizm faaliyetlerine yeni başlamaları, hayatlarına heyecan katmış. Turistlere Karakaya baraj gölü kenarında lezzetli ve doğal balıklar servis ediliyor. Üstelik bu eşsiz lezzetlerdeki tereyağlı, zeytinyağlı, ızgara balıklarının da fiyatları çok uygun. Şimdilik turizme katkıları hizmet için ama yarın ne olur bilinmez.
Battalgazi ilçesi yıllar önce Cüneyt Arkın'lı Battalgazi destanlarına sahne olmuş, şimdilerde ise kültürel mirası sergilemek için gündemde.