Yoğurt
THY Skylife
Vahşi doğada yaşamını sürdürmek için insanoğlunun yapması gereken ilk şey yiyecek bulmaktı. Tarımı keşfedinceye kadar avlandılar ve zaman içinde h
ayvanları evcilleştirmeyi başardılar. Koyun ve
keçi insanoğlunun evcilleştirdiği ilk h
ayvanlar olarak bilinir. Kökeni ise Orta Asyaya dayanır. Koyunun yavrularını emzirmesi,
sütün insanlar tarafından keşfini sağlar. Yapısı çok kırılgan olan
süt, hava ile temas ettiği andan itibaren değişmeye başlar. Özellikle Orta Asya ve Kafkaslardaki iklim ve havadaki bakteri çeşitleri
sütün fermantasyonunu hızlandırarak, sıvıyı katı bir yapıya dönüştürür. Bu kimyasal tepkimenin sonucunda ortaya çıkan fiziksel değişimi Türkler
yoğurt olarak adlandırır.
Yumuşak, kadifemsi, mayhoş, damakta tazelik,
beyinde zindelik hissi uyandıran
yoğurt, aslında insanoğlunun keşfinden ziyade, doğanın hammaddelerini bir araya getirip insanoğluna sunduğu bir hediyedir. İnsanlık tarihi kadar eski olduğu bilinen
yoğurt, belki de ilk üretilmiş gıdadır.
Yoğurdun Orta Asya, Ortadoğu ve Anadolu toplumlarının geleneksel beslenme tekniklerinde bugün dahi önemi büyük. Bu bölgenin insanlarında
yoğurt yapmak, günlük sıradan işlerin başında gelir.
HEM SAĞLIKLI, HEM LEZİZ
Yoğurt ile ilgili ilk bilimsel çalışmaları yapan Pasteurun asistanı Rus biyolog Metchnikoffdu. Metchnikoff, yoğurdun Streptococus thermopilus ve Thermobacterium bulgaricum bakterilerinin tepkimesi ile oluştuğunu keşfetmişti. Bugünkü endüstriyel yoğurdun üretimi bu iki bakterinin yardımı ile yapılıyor. Evlerde ise
sütün mayalanması, eski
yoğurttan bir miktar katılarak sağlanıyor. Oysa Larousse Gastronomiquee göre eski zamanlarda Türklerin yoğurdu,
sütü kaynatıp deriden veya topraktan yapılmış kaplarda kapalı olarak 2-3 gün bekleterek yaptıklarını aktarır. Yine, Larousse Gastronomique yoğurdun ilk defa I. François döneminde Fransaya geldiğini belirtiyor. Osmanlı döneminde İstanbullu bir Yahudi doktorun, Kral I. Françoisnın bağırsaklarını
yoğurt yardımı ile tedavi ettiğini ve formülünü gizli tutarak İstanbula geri döndüğünü bildiriyor. Yoğurt, B vitamini, protein ve kalsiyum bakımından zengin olduğu gibi hazmı da kolay bir besindir. Tıbben bağırsakların ihtiyacı olan floranın oluşmasını sağlama açısından çok faydalı olduğuna inanılır. Yoğurdun dünyaya, daha doğrusu Batı'ya yayılması I. Dünya Savaşı sayesinde oldu. Fakat
yoğurt hâlâ Batı mutfağında geniş yer bulamadı.
DÜNYANIN İLK HAZIR ÇORBASI
Yoğurt, Anadoluda insanların günlük yaşantılarının hemen her anında yer alır. Türklerin, göçebe toplum şartlarının sağlamış olduğu imkânlar ile yoğurdu adeta hazır gıda standardına getirdiğini görürüz. Örneğin, yoğurdu kurutup toz haline getirerek, torbalayıp gereğinde su katılarak tüketilmesi gibi teknikler, göçer kültürden yerleşik kültüre geçmiştir.
Anadoluda yapılan dünyanın ilk hazır çorbası olan tarhana bunun en somut örneği. Tarhana, yoğurdun muhafaza edilebilme ihtiyacından doğmuş. Buğdayın un haline gelerek
sütün
yoğurt hali ile birleşip mayalanarak kurutulması, toz haline getirilmesi ve bunun yıl boyunca saklanması süreci ile oluşan tarhana çorbasının Anadoluda 150ye yakın çeşidinin bulunduğu tahmin ediliyor.
YEMEK OLARAK YOĞURT
Türkler, yoğurdu doğrudan sıcak çorbaların ve
yemeklerin yapımında da kullanır. Aslında
yoğurt ısıtıldığında kesilir. Fakat
yumurta beyazı ya da sadece sarısı, az
mısır nişastası gibi katkılar yoğurdun kesilmesini önler. Sıcak
yemeklerde kullanılan
yoğurt, Batıda kullanılan çiğ
kremanın aksine yemeğe dolgunluk verdiği gibi damakta ferahlatan bir lezzet bırakır, sindirimi kolaylaştırır. Özellikle Gaziantepte yuvalama, ali nazik, şiveydiz,
sarımsak aşı gibi
yemekler adeta yoğurdun
yemeklere kattığı mucizeyi tanımlar.
DENİZLİNİN İSLİ YOĞURDU
Yoğurdun Anadoluda birçok çeşidine rastlamak mümkün. Fakat bunların içinde sadece Denizli yöresine ait olan isli
yoğurt ve yanık yoğurdu anlatmak isterim. İsli yoğurdu tattığınızda olağanüstü bir füme tadı alınıyor. Denizlili üretici Tekin bey bu yoğurdun yapımını şöyle aktarıyor: Bakır
kazanların içine bir miktar
süt dökülerek iyice yakılır. Yakıla bu
sütün üzerine yoğurda dönüşecek
süt ilave edilerek kaynatılır. 41 dereceye geldiğinde mayası verilir, beklemeye alınarak
yoğurt yapılır. Burada füme tadının
sütün yakılması ile gerçekleştirilmesi, bana göre çok özel bir gastronomik buluştur.