Nasreddin Hoca
Güzel yemeklerin hazırlandığı mahallenin zengin konağında bir yemek veriliyormuş. Nasıl olmuşsa, Nasrettin Hoca'nın çağırılması unutulmuş veya kasten çağırılmamış. Hoca durur mu? Hemen bir zarf alıp, içine boş bir de kâğıt koymuş. Ne zarfın üstüne, ne de kâğıda hiçbir yazı yazmamış. Elinde bu zarfla çat kapı iftar verilen eve gitmiş, zarfı gösterip içeriye dalmış. Mektubu ev sahibinin eline verip, hemen sofraya oturup, bir güzel karnını doyurmaya başlamış.
Ev sahibi yemek boyunca, zarfı, mektup kâğıdını evirip çevirmiş, bakmış, birşeycikler anlayamamış. Sonunda Hoca'nın yanına gelip:
—Hocam, elime tutuşturduğunuz bu kâğıt nedir, bir türlü anlayamadım! deyince. Hoca:
—Efendim, herhalde bana gönderdiğiniz iftar devetiyesi olacak. Galiba zarfa benim adımın, içine de davet yazısının yazılması unutulmuş! cevabını vermiş.
|