Bandırma Onyedi Eylül Universitesi
Rusların Kırım’ı 1783 yılında işgal etmesinin ardından 20. yüzyılın ortalarına kadar çeşitli dönemlerde Kırım’dan gelen Tatarlar ile 19. yüzyılın ortalarından itibaren Kazan’dan gelen Tatarlar, ağırlığı Eskişehir ve Kütahya olmak üzere Batı Anadolu bölgesindeki çeşitli illere yerleştirilmişlerdir.
Her kültürde olduğu gibi Tatar yemek kültürünün oluşmasında iklim ve coğrafi faktörlerin önemi büyüktür.
Verimli siyah toprak ve ovalara sahip olan İdil boyu bölgesi ormanlar ve su kaynakları açısından oldukça zengindir. Verimli topraklarda buğday, karabuğday, çavdar, darı, bulgur gibi tahıllar, baklagillerden bezelye yetiştirilmiş ve dolayısıyla mutfak kültürünün büyük bir kısmını hamur ve tahıl ağırlıklı yemekler oluşturmaktadır.
Tahılın dışında bahçede patates, soğan, havuç, kırmızı pancar, turp gibi daha çok yeraltı sebzeleri ile birlikte domates, salatalık, turp, lahana, tatlı kabak yetiştirmişler ve bunları çeşitli sebze yemeklerinde kullanmışlardır.
Tatarların temel pişirme teknikleri kaynatma, fırınlama ve kızartmadır.
Tatar mutfağında buğday ve un kullanımı yüksek olduğundan birçok farklı reçeteden börek yapımına rastlamak mümkündür ve bunların en bilineni çibörektir.
Börekler haricinde Tatar mutfağı, tıpkı diğer Orta Asya mutfakları gibi at eti ve at sütü tüketiminin günlük tüketimin bir parçası olduğu mutfaklardandır.
Tatarlar at etini özel yöntemle kurutarak kazılık (at sucuğu), bağırsağından ciğer ve yarma karışımından dolma hazırlamışlar, yağını ise hamur yemeklerinde ve kızartmalarda kullanmışlardır. Bu uygulamalar günümüzde de devam etmektedir. Besin değeri yüksek olduğundan halk arasında ‘at etini yiyen insan yorulmaz ve kış soğuğunda üşümez’ inancı hâkimdir.
|