Sümelek Tatlısı (Özbekistan)
https://www.aksam.com.tr
Buğday, bir tahtaya yayılarak çimleninceye kadar üzerine 4-5 gün su serpiliyor. Çimler, boy gösterdikten sonra kıyma makinesinde çekiliyor. Daha sonra ortaya çıkan karışımın suyla iyice dağılması sağlanıyor ve ardından da sıkılarak nişastalı sıvısı alınıyor.
Yağ konulan büyük kazanlara buğdaydan elde edilen nişastalı su ekleniyor ve durmadan 16-18 saat boyunca karıştırılıyor. Toplumda saygı gören kadınların öncülüğünde çok sayıda kişi tarafından hazırlanan sümelek tatlısının bulunduğu kazanın altı yanmasın diye içine birkaç ceviz veya taş atılıyor.
Kazanı her karıştıran dilek tutuyor ve dua ediyor. Özbeklerde sümelek karıştırılırken tutulan dilek ve duaların kabul olacağına inanılıyor. Daha sonra 5-6 saat kapağı kapatılarak demlenmeye bırakılan ve yaklaşık 24 saatte hazırlanan sümelek, Özbeklerde her derde deva, hastalıkları iyileştirici kuvvet kaynağı sayılıyor.
Sümelek, önce mahallenin yaşlı ve hastalarına, sonra da tüm sakinlerine dağıtılıyor. Kasesinden ceviz veya taş çıkan kişinin tuttuğu dilek veya duasının kabul edileceğine inanılıyor.
Not: Özbeklerde sümelek tatlısının ortaya çıkışıyla ilgili çeşitli rivayetler bulunuyor. Bir rivayete göre, ilkbahar döneminde evinde yiyecek bulamayan anne, aç kalan ikizlerini doyurmak için evindeki çimlenmiş buğdayı alıp su koyarak kaynatır. Çocuklarını kazanda bir şeylerin olduğuna inandırmak ve kaynadığında ses çıkarması için içine bir avuç taş atar. Gece geç vakte kadar yemek bekleyerek açlıktan yorulan çocuklarını uyutmak isterken kendisi de uyuyakalır. Uyandığında artık sabah olmuştur ve içine çimlenmiş buğdayı attığı kazandan güzel kokular gelir. Rivayete göre gece gökten inen 30 melek, sabaha kadar kazanı karıştırır ve ortaya sümelek çıkar. Bu nedenle yemeğe Farsçada 30 melek anlamına gelen "sümelek" adı verilir. Bu rivayetin dilden dile göçtüğü, kuşaktan kuşağa geçtiği Özbekistan'da halen ikiz çocuğu dünyaya gelen her aile, mutlaka evinde sümelek hazırlayarak yakınlarına ve komşularına dağıtır. Başka bir rivayete göre ise düşmanın kuşattığı kalede yiyecek biter. Son çareyi ambardaki çuvalların dibinde kalan bir miktar çimlenmiş buğdayda bulan kale halkı, bunları kazanlarda kaynatarak açlığını giderir. Bu yiyecekten güç alan kale halkı, düşmanı yener ve böylece sümelek yapma geleneği ortaya çıkar. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde yasaklanmasına rağmen gelenek ve göreneklerine sahip çıkan Özbek halkı arasında Nevruz Bayramı, yüzyıllardır varlığını sürdürüyor.