THY Skylife
Uzmanlar, balık etinin yüksek oranda kalsiyum, demir ve fosforla birlikte Omega-3 içerdiğini; bu asidin ise et, süt, peynir gibi diğer hayvansal gıdalarda olmadığını belirtiyor. Omega-3 kandaki pıhtı oluşumunu engelleyerek, atardamarın tıkanmasını önlüyor. Böylece kalp krizi, damar hastalıkları ve felç riskini azaltıyor, kolesterolü düşürüyor. Balık, çok yağlı bir besin olmadığı için, zayıflama diyetlerinin de vazgeçilmez besin kaynağı.
HAFTADA EN AZ İKİ ÖĞÜN BALIK
Balık, kemiklerin sağlığı ve dayanıklılığı bakımından da çok önemli. Bu özelliği nedeniyle kemik erimesi sorunu yaşayanların balığı daha fazla tüketmesi gerekiyor. İyot bakımından da zengin olan balık, guatr gibi ciddi sağlık sorunlarının önüne geçiyor. Vücudun ihtiyaç duyduğu A, B1, B2 ve D vitaminleri ise balıkta fazlasıyla bulunuyor. Ayrıca Omega-3, anne karnındaki bebeğin ve küçük çocukların beyin gelişimini olumlu etkilediği için hamilelere ve annelere balık yemeleri tavsiye ediliyor. Çünkü balık, zekâyı güçlendirip konsantrasyonu artırıyor. Ayrıca bedene güç ve enerji veriyor, zihin yorgunluğunu gideriyor. Kan yapıyor. Kısacası uzmanlar, sağlıklı bir yaşam için haftada en az iki öğün balık yenmesini tavsiye ediyor.
DÜNYA STANDARTLARINDA ÜRETİM
Uzmanlar, balık ve balık ürünlerinin sağlığa olumlu katkısı hususunda hemfikirler. Ama öte yandan avcılık yoluyla elde edilen balıklar, artan nüfusu karşılamaya yetmiyor. Bu yüzden de son yirmi yıldır tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de, halkın balık ihtiyacını karşılamak üzere alternatif üretim yolları aranıyor.
İç su ve deniz kullanım alanları açısından çok önemli bir potansiyele sahip Türkiye'nin bu şansını iyi değerlendirdiğini ve aquakültür sektöründe, dünya çapında önemli bir seviyeye geldiğini söyleyebiliriz. Özellikle çipura ve levrek başta olmak üzere Akdeniz'e özgü lezzetli balıkların yetiştirilmesini başarıyla gerçekleştiren Türk aquakültür sektörü; mercan, karagöz, mırmır gibi yeni türler üzerindeki çalışmalarını da hızla sürdürüyor. Bunlara, tüketimi çok yaygın olan alabalığı da eklediğinizde, sektörün büyüklüğü ve önemi ortaya çıkıyor.
Büyük bir ciddiyet ile sürdürülen balık yetiştiriciliğinin, elbette ekonomik açıdan da Türkiye'ye önemli katkıları var. Yarattığı istihdam bir yana, Türkiye'nin AB ülkeleri başta olmak üzere tüm dünya ülkelerine ihraç edebildiği tek hayvansal ürünün balık ve balık ürünleri olması ise Türk aquakültür sektörünün öneminin en güzel kanıtı.
MUTFAKLARDA BALIK
Mutfaklara girdiğinde hemen her türlü yemeği yapılan levrek, ızgarasının tadına doyum olmayan çipura ve başta fümesi olmak üzere çok çeşitli lezzetlerle karşımıza çıkan alabalık, ayrıca suşi ve saşimi tüketiminde kullanılmak üzere genelde Japonya'ya ihracatı yapılan orkinos, görüldüğü üzere hem insan sağlığı, hem de ülke ekonomisi açısından büyük öneme sahip ürünler...
Çipura, levrek ve alabalığın; kendi doğal yaşam koşullarındaki gıdalara eşdeğer balık unu ve balıkyağından üretilen yemlerle besleniyor. Hiçbir kimyasal maddeye maruz kalmadan tamamen hormonsuz yaklaşık 18 ay gibi zorlu bir süreç sonrasında sofralarımıza geliyor. Şimdi sizleri bu balıklarla yapabileceğiniz basit ama lezzetli tariflerle baş başa bırakıyoruz.
|