Osmanlı Mutfağında Muhallebi
Muhallebi, saray mutfağında hem sade hem de tavukgöğsü olarak hazırlanan bir tatlıydı. İsmini meşhur bir Abbasi aristokratından alan muhallebi, ilk zamanlarda etli, pirinçli, ballı ve safranlı bir yemekti. Sonraları et koymak, isteğe bağlı olmaya başladı. Fatih Sultan Mehmet, tavukgöğsü seviyordu; onun muhallebisi her zaman, süt ve pirinç ununa ilaveten tavuk etiyle yapılırdı. 15. yüzyıl Osmanlı hekimi Şirvani'nin kitabında, biri etli biri etsiz iki tarif bulunur; etsiz olan pişirilip sahanlara konulduktan sonra biraz tereyağı, gülsuyu ve pudra şekeri dökülüyor.
Muhallebi, sarayda bayramlar ve elçi ziyafetleri için yapılan gözde tatlılar arasındaydı. Bir süre sonra muhallebi, sokaklarda, mesirelerde ve hamamlarda satılmaya başlandı. Sokakta satılan muhallebinin üzerine gülsuyu ve pudra şekerinden başka bal veya pekmez de gezdirilirdi. Batılı gezginler, kendi mutfaklarında 'blanc mange' adıyla yapılan muhallebi benzeri tatlıları bildiklerinden, Türkiye'de yapılan bu farklı türü de çok beğendiler. 19. yüzyıl sonuna ait bir İngilizce yemek kitabında "Ramazan Pastası" adıyla üzerine gülsuyu veya yasemin suyu dökülen Türk Usulü bir muhallebi tarifi bulunur.