Osmanlı Mutfağı
Osmanlı Mutfağı İstanbuldaki saray mutfağında ve saray çevresinde yaşayan güzel yemeklerden hoşlanan bir seçkinler grubu tarafından 15nci yy. dan itibaren biçimlendirilmiş bir yemek kültürüdür.
Bu kültür kullanılan malzemeden, pişirme yöntemlerine, yemek çeşitlerinden yemek yeme alışkanlıklarına, yemek öğünlerine , sofradaki görgü kurallarına, mutfak binalarına dek pek çok konuyu kapsar.
Osmanlı mutfağa da böylesi bir tarihe sahiptir. Anadolu ve Trakyanın bağlantı noktasında olup üç kıtanın kültürleriyle bir mozaik yaratmak, dünyada çok az imparatorluğun başardığı bir değerdir. Üstelik bereketli topraklar üzerinde, doğal olarak çok geniş bir bitki örtüsü, verimli toprak ve deniz ürünlerine sahip olmak da bu mutfağın zenginliğini arttırmıştır. Ritüeleriyle ve malzemeleriyle benzersiz bir nitelik gösteren Osmanlı mutfağı, soğuklardan sıcaklara, tatlılardan içeceklere kadar tam bir şölendir.
Her ülkenin ve her ulusun coğrafyasının, yaşam biçiminin ve tat duygusunun vazgeçilmez öğelerini taşıyan yemek kültürü, yüzlerce yıl olgunlaşarak kuşaktan kuşağa aktarılmış, o kültürün neredeyse temsilcisi olmuştur. Yöresellikten arınıp Ulasallaşan her mutfak, aynı zamanda evrenselleşmiş olmaktadır.
İstanbul 29 mayıs 1453ten 13 eylül 1923'e kadar Osmanlı imparatorluğunun başkenti olduğuna göre bizde bu zaman dilimi içinde gelişen ve değişen Osmanlı mutfağını tanıtmaya çalışacağız
Tüm toplumlarda olduğu gibi Osmanlı toplumunda da saray ve halkın yemek kültürleri birbirlerinden oldukça farklıydı. Ayrıca İstanbul'un mutfağı ile yöresel mutfaklar arasında da farklılıklar vardı.
Mutfak adına bundan çıkarılacak sonuç bellidir. Osmanlı mutfağı diye bir deyim kullanıyorsak bunun anlamı, ancak başkent İstanbulda en seçkin biçimini alan, İmparatorluğun bütün halklarının mutfak geleneklerine açık, buna karşılık Türk kültürünün ağır bastığı, aynı zamanda tarihten gelen köklü mirası da barındıran bir Ortadoğu mutfağı uygulamasıdır.