Mısır
THY Skylife
İnsanlar ve h
ayvanlar, beslenmeye ihtiyacı olmayacak şekilde yaratılsalardı acaba dünya nasıl bir yer olurdu? Belki de bugünkü medeniyet seviyesine asla ulaşamazdık. Çünkü araştırmacılar, insanların ve h
ayvanların ekmek peşindeki bitmek bilmeyen serüveninin, nüfusun ve yerleşim yerlerinin genişlemesinde, ekonomi ve siyasetin gidişatında, ticaret alanlarının belirlenmesinde, savaşların sonuçlarında ve Yenidünya’nın yani Kıta Am
erikası’nın keşfinde büyük etkisi olduğunu aktarıyorlar.
Yiyecek sıkıntısı içinde olan Avrupa, İpek Yolu’nun Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçmesiyle başka kaynaklar aramaya yönelmesiydi, belki de Kristof Kolomb 1492’de Atlantik Okyanusu’nu aşarak Kuzey Am
erika’yı keşfedemeyecekti. Böylece hem o hem de bizler, dünyanın önemli besin kaynaklarından biriyle,
mısırla tanışamayacaktık.
Kolomb ile birlikte Avrupa’ya gelen ve dünyanın geri kalanına yayılan
mısıra çeşitli isimler verilmiş. Türkiye’de, Anadolu topraklarına Mısır ve Suriye üzerinden geldiği için ‘
mısır’ denildiği sanılıyor. Türkiye’den Orta Avrupa ülkelerine götürüldüğü bilinen
mısıra Fransızlar İspanya tahılı, hintdarısı gibi isimlerin yanı sıra Türk buğdayı da diyorlar.
BİRE BİN VERİYOR
Binlerce yıldır Kıta Am
erikası’nın besin kaynağı olan
mısır, buğdaygiller ailesinden... Üç yüzden fazla çeşidi, yüzden fazla soy grubu ile bağı ve bir o kadar da yetiştirme tarzı var; ama yine de yabani olarak yetişen ilk türü bilinemiyor. Bir tanesinden bin tane üretilebilen
mısır, hemen hemen dünyanın her yerinde yetişebilen bir tarım ürünü. Genel yapısı bozulmadan değişime müsait olması, farklı amaçlar için de üretimini mümkün kılıyor.
Ekimi fazla araç gereç gerektirmeyen
mısır, bir kişinin tek başına yardım almaksızın yetiştirebileceği bir ürün. Kurutulduktan sonra ya bütün olarak ya da öğütülüp farklı biçimlerde saklanabilen
mısır, sadece insanların değil h
ayvanların beslenmesine de büyük katkı sağlıyor. Dünyada üretilen
mısırın yüzde yirmisi doğrudan insan tüketimi için, kalan bölümü ise etil alkolden plastiğe, h
ayvan yeminden hazır gıdada kullanılan destek maddelerine dek pek çok alanda kullanılıyor.
KARADENİZ İNSANININ VAZGEÇİLMEZİ
Türkiye’de
mısır özellikle Karadeniz insanının olmazsa olmazıdır. En çok bu bölgede yetiştirilir ve tüketilir. Üzerine yazılan türkülerin, şiirlerin, anlatılan masalların haddi hesabı yoktur. Her ne kadar uzmanlar Karadeniz Bölgesi’nin
mısırın verimli yetişmesi açısından ideal bir yer olmadığını söyleseler de hemen her evin bahçesinde mutlaka bulunur. Zira Karadeniz’in dağlık coğrafyası, dik yamaçları buğday dikimine imkân vermez. Bu nedenle ekmeğinden tatlısına,
hamsi kuşundan mıhlamasına Karadeniz mutfağının her zerresinde
mısır vardır. Kıta Am
erikası’nda bile
mısırın bu kadar yaygın kullanıldığını göremezsiniz. Örneğin Karadenizli fotoğraf sanatçımız Önder Durmaz’ın önerisiyle hazırladığımız ‘mamalika’ Balkanlara dek uzanan bir
yemek kültürüdür. Bir Boşnak muhaciri olarak benim çocukluğumun da en keyifli yemeğidir bu... Boşnakların ‘kaçamak’ dedikleri mamalika, kaynayan tuzlu suya
mısır ununun azar azar dökülüp iyice karıştırılmasıyla yapılır. Tepsiye alındıktan sonra havuz şeklinde açılıp içine eritilmiş tereyağı ilave edilir ve tulum
peyniri serpiştirilir. Gerçi Karadenizliler mamalikayı her haliyle tüketirler. İçine pekmez katıp tatlı,
peynir koyup kahvaltı niyetine yerler.
Karadeniz insanının bitmek bilmeyen enerjisinin
hamsi ile birlikte adeta kaynağı olan
mısırı bütün olarak ister közde ister haşlayarak yiyebilirsiniz. Ama onunla yapılan
yemeklerin tadı da bir başkadır.