Yiyiniz iciniz ancak israf etmeyiniz (Araf 31)
lezzetler.com yemek tarifleri paylaşım sitesi

Meyane Beşamel Sosun Atası mı


Fotoğraflı Yemek Tarifleri

Ana Sayfa
Video Yemek Tarifleri
Yemek Galerileri
Ana Yemek Tarifleri
Tatlı Tuzlu İkram Tarifleri
Yöresel Yemek Tarifleri
Geleneksel Yemek Tarifleri
Etnik Yemek Tarifleri
Dünya Mutfaklarından Yemek Tarifleri
Diyet Yemek Tarifleri
Markalardan Yemek Tarifleri
Ustalardan Yemek Tarifleri
Bebek Yemek Tarifleri
Vejetaryen Yemek Tarifleri
Osmanlı Yemek Tarifleri
Kamp Yemek Tarifleri
Sebze Yemek Tarifleri
Meyve Tarifleri
Kırmızı Et Yemek Tarifleri
Av ve Kümes Etleri Tarifleri
Balık ve Deniz Ürünleri Yemek Tarifleri
Sakatat Yemek Tarifleri
Çerez Tarifleri
Tahıl Yemek Tarifleri
Diğer Malzemelerden Yemek Tarifleri
Pişirme Yöntemlerine Göre Yemek Tarifleri
Tatlarına Göre Yemek Tarifleri
Kolay Yemek Tarifleri
En Yeni Yemek Tarifleri
Malzemeye Göre Arama
Genel Konular
Besinlerin Değerleri
Şifalı Bitkiler
Aşçılığın Püf Noktaları
Sofra Düzeni ve Servis
Mutfak Takımları
Yemek Hakkında Sözler
Yemek Rüyaları
Yemek Fıkraları
Diğer Konular
Sağlık Konuları
Site Hakkında
Makaleler
Söyleşiler
Anketler
Mütevazı Lezzetler®

Üye Girişi
Üye Ol


Meyane Beşamel Sosun Atası mı

gül
Şef Aşçıbaşı
Şef Aşçıbaşı

Kayıt: 08.08.2007
Mesajlar: 9053
Şehir: izmit
Kısa URL: https://ml.md/lc159396
Gönderme Tarihi: 13.Ağu.2021
212 defa indirildi / yazdırıldı




Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

İtalyanlar da Fransızlar da un, tereyağı ve sütle pişirilip çeşitli malzemelerle zenginleştirilen beşamel sosu, “Bizim icadımız,” diyerek sahipleniyor. Oysa belki de, bizim mütevazı yöre yemeklerimizi bile lezzetlendiren ‘meyane’, bu sosun atası olabilir SOS, yiyeceklerimizi daha iştah açıcı kılması için kullandığı­mız çeşninin Fransızca adı. Sıvı ya da koyu sosların hepsi ye­meklere, onların görünümünü, kokusunu, tadını yüceltmek amacıyla katılıyor. Adına ister sos deyin ister salça, bunların sayısı yemek tarihinin erken dönemlerinden bu yana sü­rekli arttı. Zira bugünkü gibi soğutarak saklama yöntemleri mevcut olmadığından, et, kanatlı hayvanlar, balık ve deniz ürünleri uzun süre dayanmıyor, soslar, salçalar bozulmuş yemeklerin kötü tadını gizlemek gibi bir görevi de üstleni­yordu. MÖ 200’lere gittiğimizde Romalıların yemeklerinde tam da bu amaçla bol baharatlı soslar kullandıklarını görü­yoruz. Örneğin Romalıların ‘primae mensai’ adını verdikleri ana yemekler, günümüzde şık bir restoranın yemek listesinde görebileceğimiz çeşitlerden çok fazlaydı. Ayrıca günümüz­den farklı olarak yemekler, bol baharat ve otlarla zenginleştirilmiş soslar olmaksızın servis edilmezdi. Gurmelerin piri Romalı komutan Apicius, “Sofrada hiç kimse, ne yediğini anlayamamalı,” cümlesiyle iyi bir sosun görevinin ne olduğu­nu belirtmişti. Bugün bizler yemeği oluşturan malzemelerin lezzetlerini damağımızda olduğu gibi hissetmeyi istiyoruz. Değil soslara bulamak, üzerine limon sıkmayı bile balığımıza karşı ayıp sayıyoruz. Ancak geçmiş iki binyılı gözden geçir­diğimizde, zaman içinde yemek konusundaki zevklerin de, moda ürünleri gibi değişim gösterdiğini anlıyoruz. İSMİNİ, GÜNEŞ KRAL’IN KAHYASINDAN ALIYOR Yemeklerin en önemli zenginlik kaynağı soslar hakkında bu­güne dek tek bir satır bile yazmamış olduğumu, bu eksikliği giderme vaktinin çoktan geldiğini, biraz utanarak fark ettim. Bugün sizlere şık restoranlarda ‘beşamel sos’ diye bilinen, lazanya, fırında makarna gibi yemeklerin vazgeçilmez beyaz sosundan söz etmek istiyorum. Umarım zaman içinde başka soslara da tek tek değinebilirim. Bilindiği gibi, un ve tere­yağı tencerede biraz pembeleştirildikten sonra süt katılarak pişirilir, tuz, karabiber, hintcevizi ile tatlandırılır. Gereğinde biraz rendelenmiş peynir ya da yumurta ile zenginleştirilir. Bu kadar basit. Ancak bu sosu kimin bulduğu ya da kime ithaf edildiği hakkında sağlıklı bir kaynağa ulaşmak o kadar basit değil. Bu sosun geçmişi hakkında en yaygın söylenti, Fransa’nın krallıkla yönetildiği döneme, Güneş Kral diye anı­lan XIV. Louis (1638- 1715) çağına götürüyor bizi. Boğazına düşkün bu kralın, sıradan bir öğle yemeği mönüsünde, dört değişik çorba, bütün bir sülün, bir çil tavuğu, büyük bir ça­nak salata, sarımsak ve sosla zenginleştirilmiş kızartma kuzu, hamur işleri ve meyveler bulunurdu. İşte bu kral yemek konularında Louis de Bechamel adlı kahyasına akıl da­nışırmış. Aslında orduya teçhizat satan, aynı zamanda banker olan Bechamel, yüklü bir bağışta bulunarak kralın kahyalığına atanmayı başarmış. Bechamel’in ‘Le Bas’ takma adıyla yazdığı bir yemek kitabı da var. Sözü edilen Bechamel’in, aynı adı taşı­yan sosu bulan kişi olması akla yakın gibi geliyor. Ama uzman­lar bu iddiayı tümüyle zırva olarak niteliyor. Zira onlara göre Bechamel yumurta bile pişiremeyen bir kişiydi; dolayısıyla yemek kitabı yazması da, bir sos bulması da olanaksızdı. Olsa olsa bu sosu XIV. Louis’nin mutfağındaki çok sayıda şeften biri bulmuş, kahyayı yüceltmek için onun adını vermiş olabilirdi. FRANSA’YA TARİF TAŞIYAN GELİN Başka uzmanlar bunun da zırva olduğu görüşündeler. On­lara göre beşamel sos, çok daha eski bir dönemde İtalya’da ‘balsamella’ adıyla biliniyordu. Floransa kentinin ünlü prensi Lorenzo di Medici’nin kızı Catherine (1519- 1589), daha son­ra Fransa Kralı II. Henry adıyla tahta çıkacak olan Orleans Dükü ile evlenmek üzere 1547 yılında Paris’e gelin gittiğinde, bu sosun tarifini de aşçılarıyla birlikte götürmüştü. Mutfak kültürüne hakim uzmanlar Catherine’nin maiyetindeki aşçıların ‘balsamella’ tarifinin 130 yıl sonra XIV. Louis’nin sara­yın başaşçısı François-Pierre de La Varenne’in eline geçmiş olabileceğini, onun da bu sosa kralın kahyasının adını verdi­ğini öne sürüyorlar. Fransızlar beşameli kendilerinin buldu­ğunu ve en önemli sosları arasında yer aldığını kasıla kasıla dünyaya ilan ede dursunlar, İtalyanlar bu sosun kendilerine ait olduğunu, daha Ortaçağ’da ‘balsamella’ adıyla İtalya’da bi­lindiğini anlatmaya çalışıyor. Türk mutfağında bu sos ‘me­yane’ olarak geçer. Bu ne soylu bir kişinin adıdır, ne de bir asilzade gelinin maiyetine mal edilebilir. Meyane, tereyağı, süt ve unun bulunduğu çiftçi evlerindeki mütevazı yöre ye­meklerini bile XIV. Louis’nin saray mutfağı ile yarışabilecek düzeye getirir, lezzetlerini soylulaştırır. En sıradan sebzeler­den sakız kabağı bile üzerine bol yumurtalı meyane dökü­lüp fırınlandığında, insana parmaklarını yedirir. Közlenmiş patlıcana katıldığında ‘hünkarı’ bile beğendirmiş olmalıdır ki, ona hünkarbeğendi denmiştir. Ciddi kaynaklar bu sosun Bechamel ya da balsamella’dan çok daha önce Doğu’dan gel­miş olabileceğini söylüyor. Acaba İtalyan Medici ailesinin aşçısı bunu Osmanlı’daki bir meslektaşından öğrenmiş, ‘me­yane’ adı onun için bir şey ifade etmediği için, ‘balsamella’ olarak değiştirmiş olamaz mı? İtiraf edeyim ki, meyanenin Bechamel ya da balsamella’dan daha eski olabileceği düşün­cesi bana en az onlar kadar inandırıcı geliyor...






Meyane Beşamel Sosun Atası mı Tarifleri Diğer Konular



(1 adet Meyane Beşamel Sosun Atası mı 465 defa bakıldı)


lezzetler.com
Site Hakkında
Kullanım Kuralları
Üyelik Kuralları
Gizlilik Bildirimi
Hediyeli Üyelik
Bölümler
Yemek Kitapları
Mütevazı Lezzetler® Yemek Kitabı
Mütevazı Lezzetler® İkramlar
Mütevazı Lezzetler® Kurabiyeler
Mütevazı Lezzetler® Çorbalar
Mütevazı Lezzetler® Pilavlar
Mütevazı Lezzetler® Videoları
Mütevazı Lezzetler® Fotoğrafları
Mütevazı Lezzetler®
Mütevazı Lezzetler® Sertifikaları
Mütevazı Lezzetler® Türkçe
Mütevazı Lezzetler® Azəricə
Mütevazi Lezzetler® English
Mütevazi Lezzetler® Español
Mütevazi Lezzetler® Deutsch
Mütevazi Lezzetler® Français
Mütevazi Lezzetler® Italiane
Скромные Вкусы® Русский
لذيذ المتواضع ®عربية
Video Sunucuları
video.lezzetler.com
video.ml.md
Youtube
Dailymotion
Facebook
İzlesene
Mynet
Sosyal Medya
lezzetler.com facebook uygulaması
lezzetler.com facebook sayfası
lezzetler.com twitter sayfası
Mütevazı Lezzetler® facebook sayfası
Mutevazı Lezzetler® twitter sayfası