Hatırlarsanız, küçüklüğümüzde ana ve babalarımız bize: "Dirseklerini masanın üstüne koyma veya ellerini masanın altında tut!" derlerdi.
Şimdi bile, İngiltere gibi bazı memleketlerde sofrada elleri masanın altında tutmak bir alışkanlık halinde sürüp gitmektedir. Fakat bizim sofra terbiyesi yönünden ellerimizi masanın üstünde tutmak zo-runluğunda olduğumuzu unutmamak gerekir. Çünkü, bu şekilde oturuşlarımızla kanşımızdakilere, yammızdakilerle masa altından bazı nahoş hareketlerin yapılmakta olduğu kuşkusunu uyandırmış olabiliriz. Ancak durumu değiştirmek veya el silmek maksadiyle o da az bir zamana bağlı olmak üzere ellerimizi önümüze peçetenin üstünde tutmalı veya dinlendirmeliyiz.
Yemekten sonra, kahve, sigara, ancak fümuar, denilen küçük sigara salonunda içilir. Fümuar ve salon olmazsa, tabiatiyle bunları masada içmek gerekir. O takdirde konuklar dirseklerini masaya dayıyarak kahve ve sigaralarını içebilirler.
Masaya dayanmış olarak oturmak, kesinlikle doğru değildir. Ancak kolun dirsek ile bilek arasındaki kısmı, masanın kenarına dayanmış olarak oturmalıdır. Fakat elimize çatal, bıçak, kaşık aldıktan ve yemeği yemeğe hazırlanır bir duruma geldikten sonra artık bu şekilde sofraya dayanmak doğru değildir. Genel kural olarak, yemek yerken dirsek ile bilek arasındaki kısmın masanın üstüne dayanmaması gereklidir. Fakat yemeklerden birisi bitip de, bundan sonraki yemeğin geleceği zaman uzun sürecek olursa, kolumuzun bu kısmını masanın kenarına koyarak yemeği beklemek olanaklıdır. Bu halde dirsekler vücuda çok yaklaştırılmış olarak oturmalıdır. Kollar yayılmış bir halde masada oturmak kesinlikle doğru değildir.
Yine sofrada otururken, ellerimiz hiçbir zaman başımızın desteği olmamalıdır.
|