|
|
Kocaeli Mutfak Sözlüğü |
|
hoşmerim
Aşçıbaşı
Kayıt: 10.12.2018
Mesajlar: 27 Şehir: Ankara |
Kısa URL: https://ml.md/lc138992
Gönderme Tarihi: 11.Arl.2018
1,423 defa indirildi / yazdırıldı
|
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi
Aflat: Yabani taşlı bir armut çeşidi.
Ağerik : Ak erik (erik türü).
Akar : Pınar, çeşme.
Akıtma : Sütün içine yumurta, tuz, un, karbonat, yağ konulur. Sonra o iyice çırpılır. Cıvık bir hamur tutulur. Kızgın tavaya incecik dökülür. Tavanın her tarafına yaydırılır. İki tarafı da pişince kenara alınır. Reçelle, balla veya peynirle yenir.
Akrap : Çok ekşi.
Alaz : Kor. Fırın tavı.
Alt gıy : Ocağın kapıdan tarafı, protokolde son taraf.
Aş çalmak : Aşermek.
Avız : Yavrulayan hayvanın ilk sütü. İnek doğurduğundaki ilk sütü.
Ayran çorbası : Çorba türü.
Badılcan : Patlıcan.
Badi : Ördek.
Bakır/bakraç : Su ve değişik sıvıları taşımaya yarar kulplu, genellikle bakırdan yapılmış kap.
Bazar ekmeği : Somun.
Bazlama : 1. Açılmış, pişmiş hamur. Hamur işi yemek, pidenin incesi. Gözleme. 2.Yuvarlak yüzlü, tombul.
Bazlamaç : Hamur işi yemek, yağlı kızartma yufka.
Bekmez : Pekmez.
Bekmez toprağı : Pekmez ve bulama yapmakta maya olarak kullanılan beyaz bir toprak.
Beşbıyık : Döngel, muşmula.
Beze : Hamur açmadan önce küçük küçük kesilen, top biçimindeki hamur parçaları.
Bezelle : Bezelye.
Bezir yağı : Keten tohumundan elde edilen ağır bir yemelik yağ türü.
Bıngıldamış : Çürümüş.
Bıza : Buzağı.
Bızık : Buzağı.
Bide : Kabaklısı meşhur köy fırınında yapılan pide.
Boça : Hamurdan yapılan külde ya da kümbette pişen yiyecek. Bir kabın içine un, yoğurt ve yumurta koyulur. Kabın içinde katıca yoğurup tepsiye aktarılır ve fırına sürülür. Sonra içini açılıp övülür. Ayrı bir kapta tereyağı kızdırılır ve dökülür. Yanında da turşu verilir ve öyle yenir. Bu yemek gelin kızlara yapılır.
Bostan : Kavun karpuzun ortak adı; bostancı.
Bostan : Biber, patlıcan vs. yetiştirilen bahçe.
Böber : Biber.
Böbellik : Biber, domates, patlıcan yetiştirilen bahçe.
Bölce : Börülce.
Bölme : Bitkilerin bir araya toplanarak demet halini alması.
Buçukla : Yarım kile değerinde 15 kilogramlık tahıl ölçeği.
Bulama : Üzüm suyu ve özel topraktan yapılan tatlı.
Bulamaç : 1. Bir tür helva 2. Halsiz, dermansız.
Bulgur çorbası : Yemek.
Bulgur daşı : Dibekte dövülmüş bulgurluk buğdayın pilavlık hale gelmesini sağlayan üst üste konmuş iki yuvarlak taş.
Bulgur pilavı : Yemek.
Buydey : Buğday.
Buydey ekimleri : Ekim ayı (zaman tarifi).
Bübe : Biber.
Bükülü : Zeytin, peynir, salça gibi yiyeceklerin konulduğu plastik kap.
Büngüldemek : Bir sıvının kaynar su biçiminde kaynağından akması.
Büzme börek : Yemek/tatlı.
Can eriği : Erik türü.
Cerez : Üzüm kurusu.
Cevizli gabak : Yemek/ tatlı türü.
Cılk : Katıdan sıvıya dönüşmüş, bozulmuş.
Cırtlak : 1. Olgun meyve 2. Koyu renkler.
Cıvcak : Kıvamından daha yumuşak ve sulu olan.
Cıvık : Çok sulu hamur, curu olan şey.
Cızdırma : Kandil gecelerinde dağıtılan, yağda kızartılmış cıvcak hamurdan yapılan yiyecek.
Cizleme : Yemek/tavukla yenen bir hamur işi.
Comburt : Asmada diğer salkımlara göre sonradan olgunlaşan, küçük üzüm salkımları.
Cukcuk : Sürahi.
Culuk : Hindi.
Curu : Çok inceltilmiş sıvı.
Cücük : Soğanın ortasında çıkan özü. Siyilli taze erik. Bitkilerin filizleri.
Çalkamak : Tahılları göze ve kalburda sallayarak temizleme işlemi.
Çalpıra : İçine makarna konan geniş ve yayvan bakır tabak.
Çara : İnek doğurduktan sonra gelen etene.
Çempildemek : Sıvı maddelerden araç giderken ses çıkma hali.
Çemremek : Tınaz buğdayının üzerindeki kavızları ayırmak.
Çepel : Dövülen buğdayın içinde yulaf, fiğ olması hali.
Çepiç : Bir yaşında dişi keçi.
Çepiş : Keçi yavrusu.
Çıkı : 1. Bez torba 2. Ekmek sarılan bez parçası.
Çılıngı : Kuru.
Çıtır gavın : Kavun türü.
Çiçek : Ayçiçeği, gündöndü
Çiğnemik : Yemek yemeğe alıştırmak için çocuklara verilen gıda.
Çiriş : Buğday unu ve su birleşiminden meydana gelen karışıma denir.
Çömlek : Fırınlanmış topraktan yapılan, çeşitli yiyecek vb. saklamaya yarayan kap.
Çuğul : Bir araya toplayarak öbek yapmak.
Çul : 1. Üzerine tahıl, hububat vb. kurutmak için serilen örtü. 2.Keçi kılından çuval 3. Kullanılamayacak kadar eski.
Çullama : Yufkalar açılıp pişirilir. Sıcakken didilir. Yuvarlak yuvarlak hazırlanır. Önceden tavşanla yapılan bu yemek, günümüzde tavukla da yapılıyor.
Dadlaş : Aşure.
Damat Çöreği : Tepsiye ekmek hamurundan sürülür. İçine de karanfil atılır. Bunu yiyenlerin dişi ağrımaz, bereket getirir. Gelin alımı olduktan sonra gelenlere verilir.
Dangalak : 1. Düşüncesiz 2. Çocuklar için yapılan ve içine kabuklu yumurta konularak pişirilen ekmek.
Dartı : Katık.
Dartılı malay : Yemek türü.
Dartılı keşkek : Yemek türü.
Davul : Fırın.
Demet bağlamak : Buğday destelerini gemle bağlamak.
Deste : Biçilen 100 sap kadar buğdayın toplanmış hali.
Desteci : Buğday ve diğer hububatları biçenlerin biçtiklerini bağlayan kişi.
Dıkım : Lokma; "Bi dıkım ekmek."
Dılbıran : Mantar türü.
Dımbıl : Küçük hamur parçası.
Dımbıl çorbası : Yemek türü.
Dıvıl dıvıl : Unlu yemeklerin ağızda dağılır halde olması.
Dimen : Değirmen. "Dimençi Mıstava."
Ditmek : Bir şeyi elle küçük parçalara ayırmak.
Dombay : Manda.
Dombay eriği : Siyah renkli iri bir erik türü.
Doyuk zatte : Tok.
Dökmek : Çok iyi yapmak. Pilav pişirmek.
Döngel/töngel : 1. Muşmula, beşbıyık 2. Kısa şişman kadınlara takılan lakap.
Döngel/töngel turşusu : Yemek türü.
Dübek : Buğdayın bulgur haline gelebilmesi için içinde buğdayın dövüldüğü içi oyuk taş.
Düdü : Sulu, cıvık.
Düdük : Hamurlu yemek türü.
Düve : Yavrulamamış genç dişi inek.
Ebegümeci : Mancar türü.
Ecik : Azıcık.
Efek : Asılan üzümlerde bağlı olan denk.
Efelik : Mancar türü.
Efin : Yapraklı iğne uçlu bodur ağacın nohut büyüklüğündeki meyveleri.
Ekmek yimek : Yemek yemek.
Emen : Fasulye, patates vb. dikerken çapa veya başka bir aletle eşerek açılan çukur.
Emsem : İlaç.
Erekeme : Aşısız dağ kestanesi.
Erişli çorba : Çorba türü.
Evikleme : Elle evirme (mısır).
Fadine gavını : Kışlık kavun türü.
Fasille : Fasulye.
Fıcık : Küçük.
Fıçı : Ağaçtan yapılmış içine yiyecek konulan büyük ve derince kap.
Fıkfık : Yumuşak hamurdan yapılan bir çeşit tatlı veya tuzlu yemek.
Fındık mantarı : Mantar türü.
Fınfıklı gabak : Kabak tatlısı türü.
Fol : Tavukların yumurta yapması için yumurta ya da yumurta büyüklüğünde taş.
Folluk : Tavukların yumurtladığı yer.
Furma : Hurma.
Gaba : 1. Olgunlaşmamış, cahil. 2. İri 3. Kalça.
Gabak : Kabak.
Gabıcaklama : Cevizi yeşil kabuğundan ayırma işi.
Gabıcık : Sert kabuklu meyvelilerin dışındaki ayrılabilen yumuşak kabuk.
Galbır/kalbır : Çok büyük gözenekli buğday eleği.
Galdirek : Mancar türü.
Galle : 1. Pipo. 2. Kale topu oyununda sayı. 3. Lahanadan yapılan bir tür yemek.
Ganlıca : Zehirsiz bir mantar türü.
Gantar topu : Kavun türü.
Gaplı gabak : Kabak tatlısı türü.
Gapcık : Kabuk, herhangi bir şeyin dışı, boş fişek.
Gara börek : Unlu börek türü.
Gara helva : Unlu tatlı türü.
Garagöz fasulleli dımbıl çorbası : Yemek türü.
Garagulak : Mantar türü.
Garpız : 1. Karpuz. 2. Kalın kara çivi.
Gatık : Ekmek yerken yanında yenen (zeytin, peynir vb.) yiyecek.
Gave : Kahve.
Gavın : Kavun.
Gavınnık : Kavun tarlası.
Gavırga : Nohudun kavrulup öğütülerek yapılan yiyecek.
Gavız : Harman zamanı buğdayın gözelendikten sonra arta kalan kelleli kısımları. İçi boş, kof.
Gavsıra : Leğen.
Gayasımak : Yemeğin zamanla bayatlayıp üstünün sertleşmesi hali.
Gayfe : Kahve.
Gaygana : Hamurlu bir yiyecek.
Gaykık : Yukarı kalkık.
Gazicak mancarı : Mancar türü.
Gegeme : Eğik, kıvrık.
Gelberi : Köy fırınındaki yana koru öne çekmeye yarayan tahtadan yapılmış uzun saplı alet.
Gelin mantarı : Mantar türü.
Gelincik mancarı : Mancar türü.
Gıdım : Az az.
Gıdım Gıdım : Azar azar, yavaş yavaş.
Gıldır : Küçük.
Gıvırma : Kıvırma, yufka ve kabaktan yapılan bir tatlı türü.
Gıvrım : Gül böreği.
Gıyırdamak : Çok olmak.
Gıyır gıyır : Yemeğin içindeki taşın çiğnenirken çıkardığı ses.
Gıygaşdırmak : Aralamak.
Gıygaşık : Aralık, yarı açık.
Gocabaş : Pancar.
Gorklak : Civcivi olan tavuk.
Goruk : Olmamış ham üzün veya meyve.
Goyak : Çok koyu.
Goygun : Koyu.
Gork/gurk : Kuluçkaya yatacak tavuk.
Gozgolak : Genelde çayır ve çimen yerlerde olan, ilkbaharda yaprakları yenen bitki.
Gökpakla : Yeşil fasulye.
Göremez : İneğin ilk sütü, ağız.
Gövemiş : Yeşermiş.
Göze : Buğday vb. çıkarmakta kullanılan yuvarlak, elekten büyük, delikli alet.
Gözleme : Börek yapmakta kullanılan hamurdan yapılan pişmiş yufka. Bir yiyecek.
Guguk gibi : Bembeyaz.
Güveyotu : Köfte yapımında kullanılan bir tür baharatlı ot.
Gulak/gulaklı : Kelebek şeklinde hamur kıymalı/ekşimikli bir yemek türü yiyeceği.
Guli : Hindi.
Gullu gabak : Kabak tatlısı türü.
Gulu/gulü : Kulu, erkek hindi.
Gurna : Çeşmenin açıp kapamaya yarayan kısmı. Musluk.
Guşane : Derin ve küçük tencere.
Guşevin : Sakız yapılan karaçalı dikeni meyvesi.
Guşevin sakızı : Karaçalı dikeni meyvesinden yapılma sakız.
Güccük : Küçük. yapıyor.
Hacı çorbası : Çorba türü.
Hambar/hanbar : Ambar.
Hamna : Bir çırpıda, bir hamlede.
Hara : Uzun ve geniş çuval.
Harman dövmek: Demet haldeki buğdayın saçılıp dövenle dövülmesi hali.
Helke : Kova, bakır çanak.
Hol : Tavuğun yumurtlaması için altına konulan yalancı yumurta.
Holluk : 1. Çeşmenin içine suyun aktığı ve biriktiği kısım. 2. Tavukların yumurtlama yeri, folluk.
Höşmelim/hoş mirim : Taze tuzsuz peynirden yapılan tatlı.
Hurun : Fırın.
Ibrık : Sürahi.
Icık : Azıcık.
Iravak : Koyu kıvamlı tatlı şerbeti.
Irbık : Su kabı.
Irhat lokumu : Türk lokumuna verilen isim.
Iscak : Sıcak.
Isıran : Ekmek yapımında kullanılan demir, ucu üçgen gereç.
İlana : Lahana.
İleç : İlaç. Deva. Derman.
İlmon/ileyman : Limon.
İn önce : Evvela
İn sifta : İlk önce.
İrende : 1. Rende, ağaç düzeltme aleti. 2. Sebze doğrama aleti.
İstanbul eriği : Erik türü.
Kabcalık : Mutfakta kapların konulduğu yer.
Kaçamak : Bir yemek türü.
Kak : Erik, elma ve ayvanın dilimler halinde kurutulması.
Kalbur : Tahılı temizlemek için kullanılan elek.
Kankurutan : Irgatın akşamüzeri yediği yemek.
Karantı : Böğürtlen.
Karıştırma : Ekmeğin ufalanarak kızgın yağla karıştırılması ile yapılan yemek.
Kasnak : Sofrada sini altına konan yuvarlak elek çerçevesi.
Katmer/içi yağlı : Bol yağlı bir hamur yemeği.
Karaca eriği : Erik türü.
Kavak mantarı : Mantar türü.
Kedi burun mantarı : Mantar türü.
Keyfe : Feslihan çiçeği, Kâbe feslihan.
Kel : Dişi hindi.
Kelem : Lahana.
Kelle : Buğday başağı.
Kepekleme : Sirke ile yapılan balık buğulama.
Kesme çorba : Çorba türü.
Kesmik : Harmanda buğdayı gözeledikten sonra kelleden çıkmayan artık.
Keş : Kurutulmuş ekşimik (katık türü).
Keşir : Havuç.
Keten : Liflerinden ip elde edilen bir bitki çeşididir. Keten bitkisi Lineceae familyasının Linu cinsine mensuptur.
Kevgir : İçi delikli, tek saplı büyük kepçe.
Kevse : Su içmek için kullanılan bardak.
Keya : Börek veya iş yapmakta tutulan yardımcı.
Kırıntı : Yemek. Davet yemeği
Kıstıma : Bisküvi arasına lokum sıkıştırarak yapılan bir tür tatlı.
Kilden : Yemek kabı.
Kile : Buğday ölçülen 12-14 kilo alan kap, 2 teneke (24-30 kilogram) ağırlık ölçüsü.
Kiler : Çeşitli öteberinin konduğu ve saklandığı yer.
Kobak : Kozalak.
Koçan : Mısırın çekirdeklerini sardığı kısım
Konak : Misafir.
Koyak : İyi.
Koza kabuğu/mantı : Bir hamur yemeği.
Kök mantarı : Mantar türü.
Körpe : Taze olan.
Köse boça (kül çöreği) : Pişirilirken ocaktaki közleri parçalamaya ve yaymaya yarayan L şeklinde odun.
Köstüre : Bilemeye yarayan alet.
Kulak hamuru : Bir hamur yemeği.
Kumpir : Patates közleme.
Kuşluk yemeği : Kuşluk vaktinde yenen yemek.
Küçük arfe : Arifeden bir önceki gün.
Küçük gına : Kına gecesinden bir önceki akşam, cuma akşamı.
Kühnümüş : Muşmula, armut gibi meyvelerin yumuşamış hali.
Külçe : Fırınlarda ekmek pişirilirken o civarda bulunan çocuklara dağıtmak için yapılan, üzerine yumurta sürülen küçük ekmek.
Kümbet : Fırınlı odun sobası.
Kümüş kümüş : İştahlıca yemek.
Künge : Toz.
Küte : Köfte
Kütük : 1. Küçük ağaç kökleri. 2. Tomruk. 3. Üzüm asması.
Lapa : Çok katı ve çok yumuşak olmayan hamur vb.
Lokum : Küçük ekmek türü. Cevizli de yapılır.
Lokum davıtmak: Evlilik geleneği (cemiyete davetiye olarak).
Malak : 1. Bir çeşit hamur yemeği. 2. Manda (bir çeşit hayvan).
Malay : Mısır unundan yapılan yemek/sütlü ve dartılı.
Mancar : Ispanak, şeker pancarı vb. yenilen otların genel adı.
Mancar gözlü : Yeşil gözlü kişi.
Mancar mayalı : Yaradılıştan dayanıksız, güçsüz kişi, narin.
Mani mani : Sık sık, devamlı.
Mantı : Yemek türü/kesme mantı.
Maşrapa : Su almakta ve dökmekte kullanılan bir kap.
Memiş : Bir ağaç meyvesi.
Mevlit Çorbası : Tavuklu bir çorba.
Mılık : Yumuşak.
Mılkımış : Yumuşamış.
Mınar : Pınar.
Minet : Ekmek yaparken hamurların konduğu bölmeli ahşap araç.
Misir : Mısır.
Mozak : Meşe tohumu.
Mozalak : Çam ağaçlarında bulunan kozalak.
Muşmula : 1. Beşbıyık 2. Güçsüz, dermansız.
Nakıl/nagil : Düğünlerde süslü sopalar. Genç erkekler taşır. Kirazla da süslenir.
Namna : Tırpanla bir seferde kesilen ot veya ekin.
Naştaba/naştıraba : Bakırdan, saplı su bardağı, maşrapa.
Nemne : Yemek.
Nor : Sütten yapılan yiyecek.
Okla : Oklava.
Oklaç : Yufka açmaya yarayan silindirik ağaç parçası.
Oklağaç : Oklava.
Okuma : Davetiye.
Okumak : Davet etmek.
Okuntu : Davetiye.
Orak : Ekin biçme aleti.
Orak eriği : Haziran ayında yenilen beyaz renkli erik türü.
Ölgün : Çok olgun meyve.
Önkövel : İlk önce.
Pakla : Bakla.
Palaçor : Dağınık.
Palize : Su, şeker ve nişastadan yapılan bir tür tatlı.
Panca : Pancar.
Pate : Patates.
Pazı : Hamur topu.
Pelit : Palamut tohumu. Meşe palamudu.
Pelte : Sıvı olan bir şeyin katılaşmaya başlaması.
Pezi : Pazı (hamur).
Piç : Zeytin şıvgını.
Pinet : Ekmek hamurunun konduğu ağaçtan yapma içi çukur tahta. Ekmekleri fırına götürmek için kullanılan tahta.
Pirinçli gabak : Kabak tatlısı türü.
Piske : Elle tutulan küçük parça; tuz, un, şeker vs.
Pisleç : Bazlama veya yufka çevirmeye yarayan alet.
Podra : Pudra.
Pov : Sofra bezi. Ekmek bağlanan veya tohum gübre ekmede kullanılan bez.
Pürtül : Parça. "Bi pürtül şekeri çok gödüyünüz."
Püsküt : Bisküvi.
Püsküt davıtmak: Evlilik geleneği (cemiyete davetiye olarak).
Sade : Sadece.
Safa : Su bardağı yerine kullanılan kulplu kap.
Sahan : Bakırdan orta büyüklükte yemek tabağı.
Sahan toplama : Evlilik geleneği/Düğün öncesi köyden sahan toplama.
Samsak : Sarımsak.
Seçi küreği : Samanla buğdayı aktararak ayırmaya yarayan alet.
Sele : Ağaçtan örme içinde saman, vb. taşımaya yarayan kap. Yayvan sepet.
Sergen : Bir çeşit mutfak tezgâhı. Mutfak rafı.
Sıygı : Harman sürdükten sonra samanı ve buğdayı tınaz yerine kakmaya yarayan tahtadan yapılmış alet.
Sıyırgı : Düzleme yapan bir alet.
Sini : Sofrada üzerine yemek tabakları konulan tepsi. Sofra.
Sirkeli bübe : Taze biberden yapılan bir çeşit turşu.
Sirken mancarı : Mancar türü.
Sivilce : 1. Zehirsiz bir mantar türü 2. Çıban.
Soldan : Çorba yenilen kap.
Sontur : Makarna kesme bıçağı.
Sormuk : Çocukların ağlamaması için içine üzüm veya şekerli/tatlı bir şey konarak bebeğin ağzına verilen bir tür emzik.
Söbü/Söbu : İri üzüm tanesi (Çavuşlu üzümü).
Sölempe : Tembel, uyuşuk.
Su böreği : Bir börek çeşidi.
Sufra : Sofra.
Suğukluk : Komposto.
Suvan : Soğan.
Sübü : İri uca doğru uzayan tane.
Sünge : Ekmek pişirmek için fırının yakılmasından sonra ateşin ve külün temizlenmesi.
Sünnetlemek : Ekmek kalıntısını tabakta kalmayacak şekilde ekmekle silerek yemek.
Sürgüç : El bezi. Sofrayı temizlemekte kullanılan bez.
Sütliyen : Mantar türü.
Sütlü çorba : Çorba türü
Sütlü gabak : Süt, şeker ve kabaktan yapılan bir tatlı türü.
Sütlü üzüm : Tatlı türü
Sütlü malay : Süt ve mısır unundan yapılan bir tür tatlı.
Süzek : Süzgeç
Şaklak : Elma, armut, ayva türü meyvelerin dilimlerine verilen ad.
Şarapana : Pekmez çıkarmak için üzümlerin boşaltıldığı ve şıra haline getirildiği yer.
Şınga : Çinko tabak.
Şıra : Üzüm suyu
Şinik : 1. Yaklaşık 7,5-8 kilogram ağırlığında tahıl ölçü birimi. Ölçü birimi (1/4 kile), yarım teneke 2.Türlü eşyaları saklamak için tahtadan yapılan kap 3. Büyük kafalı kişi.
Şöne : Damla damla
Tanaaşı : Tarhana aşı.
Tandır : Pekmez kaynatılan yer.
Tandır helvası : Bir çeşit helva.
Tapansıra : Büyükçe tabak, ortak yemek yenilen büyük yayvan kap.
Tarna : Tarhana.
Tarna çorbası : Çorba türü.
Tas : Su içme kabı.
Taslak : Kabuğuyla pişirilen kabak tatlısı.
Telemir : Sütten yapılan yiyecek.
Tepitme : Ekmek niyetine üstüne veya arasına terayağı sürüp yenen bir hamur yemeği.
Tereke : Değirmene götürülen buğday yükü.
Teş küreği : Saptan ayrılmış buğdayın gavız ve kesmiğini ayırmaya yarayan kürek görünüşlü yaba.
Tınaz : Harman zamanı yaba ile savurarak buğday ve samanın ayrılması.
Tırpan : Ot ve ekin biçmeye yarayan alet.
Tiltil mantarı : Mantar türü.
Tirit : 1. Büyük soldana köy ekmeyi doğrayıp üzerine pişmiş fasulye veya mercimek yemeğini dökerek yapılan yemek. 2. Yoğurt ve kuru ekmekle yapılan yemek.
Toka : Mancar türü.
Tokaç : 1. Salça, tarhana karıştırmak için ağaçtan yapılmış aygıt 2. Çamaşır dövme sopası. 3. Çocukların etrafına ip sarılarak yere atılan ve dönen oyuncak.
Toklu : Koyunun bir yaşındaki erkek olanı.
Tokmak : Hayvanların boynuna asılan ağaç parçası. Diğer manası dibek döverken kullanılan ağaçtan yapılmış alet.
Tomur tomur : Damla damla.
Tomurmak : Büyükçe parça köy ekmeğini bölmeden ağzıyla yemeye çalışmak.
Tongur : Düğünlerde hizmet etmeyi ve eğlenmeyi çok seven kişi.
Toplu gabak : Kabak tatlısı türü.
Tutak : Ocaktan yemek indirmeye yarayan iki parça bez.
Uğmaç : Bir tür çorba.
Uğra : Hamur açarken kullanılan un.
Uhut/uğut : Buğdaydan yapılan tatlı.
Ulamak : Eklemek
Ulanbüyüden : Çorba türü.
Umaç : Un çorbası.
Un çalma
çorbası : Çorba türü.
Un çorbası : Çorba türü.
Un helvası : Tatlı türü.
Üğün : Öğün. "Elden geşen üğün omamış, o da vaktinde bulunmamış."
Üre : Süt ve darıdan yapılan tatlı türü.
Ürekli : Bereketli.
Vidik : Ördek yavrusu.
Yaban armudu : Armut türü.
Yaban eriği : Erik türü.
Yal : Köpek yemeği.
Yaslağaç : Yufka açılan tahta.
Yaslaç : Hamur açmak için kullanılan tahtası.
Yastaç : Ağaçtan yapılma sofra.
Yavan : 1. Gevşek davranan. 2. Tuzu az.
Yayman : Enli
Yazmak : Yufka açmak,
Yılbır yılbır : İyi besili.
Yoğurtlama : Ispanak yemeği, biber kızartması üzerine yoğurt dökülerek yenir. Bunların hepsinin adına yoğurtlama denir.
Yuka : 1. Yufka 2. Üst, yukarı.
Yuka böri : Yufkadan yapılma börek.
Yuka datlısı : Yufka, ceviz ve şekerden yapılan bir tür tatlı.
Yuvmak : Yıkamak.
Zırambala : Ağzına kadar (dolu).
Zıvana : Huni şeklindeki çisimler. Huni. Ağızlık.
|
|
Kocaeli Mutfak Sözlüğü Tarifleri Diğer Konular
|
|