İstanbul'u daha fazla büyütmeyelim
Aşağıdaki mektup "Bimer" kanalıyla Başbakan'a 10.Aralık.2010 tarihinde postalanmıştır...
-----------------------------------
Sayın Başbakan,
Gelişmiş medeni ülkeler nüfuslarını bütün ülkeye yayarlar ve bu nufüsü yaymak için de ülkenin her tarafını geliştirirler.
Biz özellikle 1975'de beri; malımızı, paramızı, insanımızı İstanbul'a taşıyoruz.
Bizim çocukluğumuzun ortaokul coğrafya kitaplarında yazdığına göre Ankara'nın 22, İstanbul'un 21, İzmir'in 20 ilçesi vardı. Ankara ve İstanbul'un nüfusları birbirine yakındı.
Sokağa çok fazla parayla çıkmak zorunda olan bir insan bile paralarını ceplerine taksim eder. Bir hırsızlık olursa diğer ceplerde kalan paraları kurtarmak için.
Biz deprem riski çok yüksek olan bir bölgeye sürekli yatırım yapıyoruz.
Taşı toprağı altın propagandaları ile insanlarımızı on yıllardır göçe özendiriyoruz.
Sürekli köprüler yaparak orman alanlarını imara açıyoruz.
Finans merkezi yapacağız diye Ankara'da ne varsa parça parça taşıyoruz. Ankara'yı başkent yapan özellikleri bir bir elinden alıyoruz.
Artık Ankara'dan yayın yapan televizyon kanalları bile İstanbul'a taşınıyor.
Türkiye'nin ilk özel tiyatrosu olan ve yerleşik salonu olduğu halde "Ankara Sanat Tiyatrosu" bile İstanbul'a taşınmaya kalktı da Çankaya Belediye başkanının gayretleri ile durdurulabildi.
Ortaçağdan beri genelde Avrupa ülkeleri Başkentlerini korumak için iç kesimlerde kurmuşlar. Bu gün bile Avrupa ülkelerinin önemli bir bölümünün başkentler iç kesimlerdedir. Osmanlı kendine çok güveniyordu başkentini deniz kenarında seçti. Belki de Osmanlı'nın başkenti Edirne ya da Bursa olarak kalsaydı Çanakkale savaşları olmazdı 253.000 şehit verilmezdi. Atatürk başkenti Ankara seçme nedeni; "düşman postalı değmediği" şeklinde açıklanıyor.
Dünyanın 3. süper gücü kabul edilen Almanya'nın nüfusu 82 milyon.
Başkent Berlin 3 milyon. 3 adet şehri 1'er buçuk milyon, diğer bütün şehirleri milyonun altında. (Berlin'de birbuçuk milyon tasarlanmış ama 2 Berlin birleşince 3 milyon olmuş)
Kimi şehri modanın merkezi olmuş, kimi şehri mobilyanın, kimi şehri fuarlar şehri olmuş, her şehrini ayrı bir konunun merkezi yapmışlar.
Ülkenin her tarafını imar etmişler. Yatırımlarını ve insanlarını ülkenin her tarafına yaymışlar.
İstanbul sadece finansın merkezi olsa itirazımız olamaz. Ama biz her şeyin merkezini İstanbul yapmaya çalışıyoruz.
Hava sahası tamamen dolmuşken neden 3. havaalanı yapmaya çalışıyoruz? Aynı hava sahasını kullandıktan sonra 3 değil 13 havaalanı olsun inen ve kalkan uçaklar, gene birbirini bekleyecektir.
Örneğin; THY haftada 21 defa Paris'e gider de neden 21 seferin tamamını İstanbul'dan yapar? Paris'e gidenlerin tamamı İstanbul'lu mudur? Neden hava trafiğini rahatlatmak adına bazı seferler diğer büyük şehirlerden yapılmaz?
Merkezi Anıtkabir'in karşısında olan ve 6 milyon abonesi olan TTNET neden İstanbul'a taşındı?
Çok geniş ve modern binası olan Türk Telekom neden merkezini Aydınlıkevler'den İstanbul'da Mecidiyeköy'de daracık bir binaya taşıyor.
Bize gelen bütün faturalar İstanbul'dan mı gelmek zorundadır? Evimizin altındaki marketten ekmek alsak vergisi İstanbul'a ödeniyor.
Urfa'da parkettiğim arabamın otopark vergisi neden İstanbul vergi dairelerine ödeniyor?
İstanbulda 300 adet vergi dairesi varken Ankara'da 35 adet vergi dairesinin olması sağlıklı ve dengeli bir durum mudur?
Çankaya Belediyesinin çöp kamyonlarının ya da Başkent Doğalgazın arıza jipinin 34 plakalı olması normal bir durum mudur?
İletişimin geliştiği bu asırda. Bir köyden bile dünyanın en büyük şirketini yönetebilirsiniz. İstanbul'un merkez olması gerekmez.
Türkiye'de gelişmeyi bekleyen bu kadar il varken neden herşeyimizi istanbul'a taşıyoruz.
Bu kadar zamanda İstanbul'a yapılan yatırım ülkenin 10 şehrine yapılsaydı, göç önlenir, herkes kendi şehrinde ekmek yer, İstanbul bu kadar çirkinleşmezdi.
Keban barajından ürettiğimiz elektiriği 1400 kilometre öteye taşıyıp, yolda %60'ını kaybedip, dünyanın en pahalı elektriğini maletmezdik.
3. Boğaz köprüsü İstanbul'un trafiğini rahatlatacak mı? Yoksa açılan yeni imar alanları ile yeni göçlere ve daha çok trafiğe mi sebebiyet verecek?
İstanbul ilinin tamamını imara açarsanız 60 milyon nüfusu tamamen kaldırabileceğini hesap ettim.
Ucundan Kocaeli sonundan Tekirdağ alın size 75 milyon nüfusu alacak bir ülke.
Yakında Türkiye Cumhuriyeti kalmayacak ama nurtopu gibi bir İstanbul Cumhuriyetimiz olacak.
Peki ya göçle boşalan şehirler, kasabalar, köyler. Sahipsiz kalan o bölgeler neyle dolar dersiniz?
Türkiye'nin bir çok şehrini kendi imkanları ile gezmiş olan bu satırların sahibi der ki;
Gelin dünyanın en güzel şehri İstanbul'u büyütmeyelim, küçültelim, oranın nüfusunu 5 milyona indirecek önlemler alalım.
Oradaki Bizans eserleri güzel, Osmanlı eserleri de çok güzel, hatta Galat'ların bıraktıkları eserler bile çok güzel. Ama Cumhuriyet eserlerimiz; köprülerimiz, gökdelenlerimiz çok çirkin.
Gelin kent estetiğine önem verelim, Allah'dan güzel olan bir şehri insan eli ile çirkinleştirmeyelim.
Gelin 50 yıl içinde olması mutlak gözüyle bakılan büyük Marmara depreminden insanımızı ve malımızı koruyalım.
Gelin şu cennet vatanın bir karış toprağını dahi sahipsiz bırakmayalım. Bu ülkenin her tarafında en az 40 tane İstanbul kadar güçlü cazibe merkezleri yapalım.
Gelin Türk Hava Yolları Yeni Delhi, Tokyo seferlerini Erzurum'dan, Kuzey Afrika seferlerini Diyarbakır'dan, Amerika seferlerini İzmir'den, Orta Avrupa seferlerini Konya'dan yapsın.
Gelin Merkez Bankası taşınacaksa Çankırı'ya taşıyalım. Zavallı Çankırı; Sokaklarındaki bütün araçları 06 plakalı. İş imkanın hiç olmadığı Çankırı, il olduğu halde, Çankırı'lılar Ankara'ya bağlı ilçe olmak istiyorlar.
Gelin Ziraat Bankası'nı Giresun'a taşıyalım. Ya da sermaye piyasası kurulunu Afyon'a taşıyalım.
Gelin 3. havaalını yerine, Türkiye'nin havaalanı olmayan 10 iline küçük, tek pistli, gece görüşü olmayan havaalanları yapalım. Denizli'ye havaalanı yapalım, Denizli'liler 60 km. öteye Çardak'a gitmek zorunda kalmasın, hem de Pamukkale'ye daha çok turist gelsin. Ya da Bitlis'e yapalım Bitlis'liler 200 km. havaalına gitmek zorunda kalmasınlar. Ya da Diyarbakır'a sivil bir havaalanı yapalım; Türk Hava Yolları bütün ortadoğu ve uzakdoğu uçuşlarını oradan yapsın. Diyarbakır tekrar "Güneydoğunun Paris'i" olsun.
Sayın başbakanın ve bu mektup O'na ulaşana kadar elinden geçen herkesin yukarıda yazdıklarımı en az bir dakika düşünmesi dileği ile. Vatanın selameti için sadece 60 saniye düşünmenizi rica ediyorum.
Saygılarımla