Beslenme sırasında sağlık kurallarına dikkat edilmeyen bazı hayvanlardan insanlara çeşitli hastalıklar geçebilmektedir. Bu hayvanların etleri yendiği zaman bazı asalaklar, mikroplar insanlara bulaşabilmektedir. Et de, etten yapılan yemekler de mikroplar için uygun bir beslenme yeri olabilmektedir. Kirli ellerin dokunduğu etlerin yenmesi ile de hastalıklar meydana gelmektedir. Sineklerle, böceklerle bulaşmış etler de aynı duruma sebep olabilmektedir. Bazı mikroplar da ette çoğalmakta, çoğalınca da zehir meydana getirmektedir. Bu etler yendiği zaman da zehirlenme olmaktadır.
Bu nedenle etin insan sağlığı bakımından önemi çok büyüktür. Vücudun yaşamak için ihtiyaç duyduğu maddeler en fazla ette bulunmaktadır. Etin yerini bitkilerin tutabileceği söylenirse de, bilimsel açıdan etsiz yaşamanın insanlar için doğru olmadığı belirtilir.
Protein bileşikleri ette yüzde 20 - 30 oranındadır. Etin şekerli maddesi yüzde 1 bile değildir. C vitamini başta olmak üzere sahip olduğu öteki vitaminler eti daha değerli bir besin maddesi haline getirir.
Genel olarak, kasaplık hayvan etlerine kırmızı et denir. Bu hayvanların körpelerinin (kuzu, dana, oğlak) etleri beyaz et, kaz, ördek etleri de siyah et sayılır. Balıkların da türlerine göre beyaz etlileri, siyah etlileri bulunmaktadır.
Beyaz etler sindirime daha elverişlidir. Böbrek ve kalp hastalıkları ile, tansiyon hastalıklarında, damla hastalığında beyaz et tercih edilmektedir.
Hayvanların yaşlı olanlarının eti iyi değildir. Bu etlerdeki kas iplikleri sert, özsuyu az olduğu için zor pişer. Hayvan fazla yaşlı ise yenmesi çok güç olur.
Yorgun hayvanların etleri de yenmemelidir. Bilhassa hastalar için zararlı olurlar,
Eti az pişmiş, hattâ kanlı olarak yemek çok daha besleyici, sindirimi de daha kolay olur. Eti, lezzetli olması için iyice, gerektiği şekilde pişirerek yemelidir. Çiğ etten bazı hastalıkların, bu arada tenya gibi barsak asalaklarının insana geçmesi de göz önünde bulundurulmalıdır.
|