Biryan Kebabı (Kastamonu)
Muharrem AVCI - İlker ŞAHİN
Kuyunun derinliği ortalama 2 ila 4 metre, çapı ise 2 ila 3 metre olmalıdır. Kuyunun iç duvarları kerpiç toprağı ve ateş tuğlası kullanılarak örülür. Kebabın öğlen saatlerinde hazır olması isteniyorsa sabah 08.30-09.30 sularında kuyu ateşinin yakılması gerekmektedir. Kuyu içinde yanıcı madde kalmayıncaya kadar çengelle tek tek toplanır. Bundan sonra usta sıvadığı kolunu kuyunun içine sokarak tabını alır. Bu işlemle içeriye sarkıtılacak kuzuların kuyuda bir veya bir buçuk saat gibi ne kadar kalacaklarını ve ne sürede en iyi şekilde pişeceklerini tayin eder. Kuyunun dibine süt tavası gibi özel bir kabı içinde bir litre su konulur. Kuzu pişmeye başlayınca kızarırken nebati yağlar bu kabın içine akar, ateşe dökülmez; böylece de kuzu yanmamış olur, ayrıca kebabın yumuşak olmasını sağlar. Bu biriken yağlı suya pirinç salınarak nefis bir pilav elde edilir ki, bölgede buna biran pilavı denir.
Taşköprü ilçemizde bu yemeğin adı Kuyu Kebabı, Kastamonu' da ise Birandır. Anlamı; kızartılmış et, ateşte kızartılmış kebap veya tava, tepsi gibi şeylerde susuz olarak pişirilen yahut biraz suda pişirildikten sonra kızartılan et kebabıdır. İşte bu açıklama kuyu kebabına Biran demenin bir anlamda doğru olmadığını göstermektedir.
Hikâyesi: Taşköprülü üç kafadar aralarında eğlenmek üzere İlçenin doğusunda bulunan Elek Dağı'na Yaylaya çıkarlar. Karınları acıkınca ne yiyeceğiz telaşı içlerine düşer. Bulundukları bölgede koyunlar kuzular otluyormuş. Karar verirler ve bir kuzu alarak keserler, yanlarında tencere tava gibi pişirebilecekleri bir kapları olmadığı için kuzuyu kızartmayı düşünürler ve çam pürlerini ve kozalakları toplar biri. Pür, bir yansın püryan olur der. Neticede bu şekliyle kuzuyu kızartarak afiyetle yerler ve yemeğin adı püryan olarak kalır.