Ayva
Ayva kültürü çok eski çağlardan beri bilinmektedir. Kültürü Anadolu'dan, milattan önceki yıllarda Yunanistan ve Roma'ya geçmiştir. Milattan önce 650 yıllarında Yunanistan'da yetiştirildiği bilinmektedir. Sonradan orta ve Doğu Avrupa'ya yayılmıştır.
Ayva bugün Avustralya hariç diğer ülkelerin hepsinde yetiştirilmektedir. Bununla birlikte, bu meyve türü öteki meyvelere göre rağbet görmemiş ve üretimi sınırlı kalmıştır.
Kış aylarında soğuk havalarla birlikte bağışıklık sistemimizi sağlık sorunlarına karşı koruma amacıyla meyve ve sebzeden zengin beslenmemiz gerekir. Kışın, portakal ve mandalinanın yanı sıra ayva da, içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde sofraların baş köşesinde olmayı hak eder.
Ayrıca günlük alınması gereken C vitamininin yüzde 15'i, tiaminin (B1 vitamini) yüzde 1.5'i, B6 vitamininin yüzde 2'si, bakırın yüzde 13'ü, demirin yüzde 3.6'sı, potasyumun yüzde 4'ü, magnezyumun yüzde 2.6'sı bulunur.
Ayvanın, Asya ve Akdeniz'in bazı bölgelerine özgü eski bir meyve olduğunu belirtmek yerinde olur. Geçmişi Antik Yunan ve Roma dönemlerine kadar uzanır. Ayva ve armut gibi daha çok tüketilen meyvelerin yakın akrabası olarak kabul edilir.
Tokluk süresini uzatmaktan saçları güçlendirmeye, midebağırsak hastalıklarından korumadan cildin genç kalmasına katkı sağlamasına kadar pek çok faydası olan ayvanın kalorisi de oldukça düşük. 100 gramında 40 kalori bulunan ayvanın, yaprağı meyvenin kendisinden ve kabuğundan çok daha fazla fenolik bileşik içerir. Bu nedenle ayva meyvesi için geçerli olan sağlık etkileri ayvanın yaprağı için de geçerli. Ayvanın yaprakları kurutulup kış aylarında çay olarak da tüketilebilir.