Anadolujet Magazin
Geçmişte saray mutfaklarında görev yapan aşçılar arasında göçmenlerin de olduğu, şifalı bitkilerden yapılan yemeklerin ve salataların sevildiği bilinir. Mübadelede Anadoluya dönen Giritliler, bıraktıkları topraklardaki bitki örtüsünün benzerini Ege ve Akdeniz bölgesinde buldular ve buralara yerleştiler. Burada yaşayan komşularına ot pişirme ve tüketiminde kendi yöntemlerini öğrettiler.
İzmirin Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı beldesi, sahip olduğu yüzlerce çeşit otu, zeytini, incir ve sakız ağaçlarıyla gelenleri etkiler. Kabak çiçeği, şevketi bostan, rezene, acı soğan (yaban sümbülün soğanı), cibez, turp otu, radika, ağzı kara, yabani enginar, eşek marulu, istifno, gelincik otu, sarmaşık, deniz börülcesi, hardal otu, labada, ebegümeci gibi otlar ilk akla gelen yöresel bitkilerden. Bu bitkileri hemen taze taze tüketmek gerekir. Yemeklerde ise otun tadını ve rengini değiştireceğinden salça ve domates tercih edilmez. Baharatlarda da kullanım oldukça kısıtlıdır. Hatta defne ve tane karabiber dışında baharat yoktur dersek abartmış olmayız.
|